Sabır denilen kavramı teslim olmakla karıştırdığımız bir hayattayız.
Öfkeleri sahiplenmek, ihanetleri sitem etmek sanıyoruz.
Saygıyı sevgiye karşılık değil, korkuya mecburiyet olarak gösteriyoruz. Bu yüzden duyguların gücüyle değil maddiyatın ve şiddetin ezikliği ile yaşıyoruz.
Bize tertemiz masumca gelen kalpleri değil, gözümüze baka baka acı çektiren, değerlerimize zarar veren şahsiyetleri Aşk sanıyoruz.
Bizi yıpratanları bir kenara bırakıyorum. Ben yıprattıklarımızın günahındayım.
Hani biz insandık? Hani bizim duygularımız vardı?
İnsan ile duyguları ayırt edemeyiz. İşte bu yüzden hem “insanlığımızı” hem de “duygularımızı” aynı anda dünyadan siliyoruz.
Lütfen biri bu ayrılmaz olan insanlığımızı ve duygularımızı geri getirsin…