Şu bir gerçek ki, cüzdan, maddiyat, rahat yaşam asıl amaç ve hedef olmuştur. Eğer ki, maddi alanda bir sıkıntı, bir gerileme, bir kısıtlama olursa yer yerinden oynar, var gücümüzle bağırır, çağırır, ciyaklar, hak arama yollarına gideriz. İlk muhatabımız olan hükümeti suçlarız.Derhal istifaya davet eder seçim isteriz. Oysa , bir müslüman için öncelikle dini, inancı, kültürü, […]
Şu bir gerçek ki, cüzdan, maddiyat, rahat yaşam asıl amaç ve hedef olmuştur.
Eğer ki, maddi alanda bir sıkıntı, bir gerileme, bir kısıtlama olursa yer yerinden oynar, var gücümüzle bağırır, çağırır, ciyaklar, hak arama yollarına gideriz.
İlk muhatabımız olan hükümeti suçlarız.Derhal istifaya davet eder seçim isteriz.
Oysa , bir müslüman için öncelikle dini, inancı, kültürü, manevî değerleri önem arz eder.
Günümüzde madde, maneviyatın önüne geçmiş, maneviyat geri plana atılmıştır.
Maddiyat ve maddi temel ihtiyaçlar, dinini yaşamak, dünya imtihanını kazanıp ahiret yurdunu elde edebilmek için bir araç, bir vasıtadır.
Amaçlarda sıralama değişikliği olursa hedef şaşması olur, huzur ve mutluluğun yerini kaygı, korku, telaş ve kaos alır.
Hamdolsun ülkemizde kıtlık derecesinde ve açlık seviyesinde yaşayan insanlar yoktur.
Gerek inancımızın, gerek kültürümüzün, gerek se bir şekilde akrabalık bağlarımızın, vakıf, dernek ve devletimizin katkılarıyla bu seviyeye düşmüyor insanlarımız.
Hemen şu ayrımı yapalım: Elbette ki, imkansızlıktan dolayı dengeli beslenemeyen, ihtiyacını yeteri kadar karşılayamayan, kirasını vermekte zorlanan, çocuğunun okumasına yeteri kadar imkanı olmayanların hatırı sayılır bir sayıda olduğu bir gerçektir.
Bu kesim elbette ki şikayetlerini, isteklerini dile getirerek, çalışmalarının (!) karşılığını isteyecekler.
Buradaki asıl sorun; standart bir hayatı, orta ve üst seviyedeki yaşama ve imkanları olanların itiraz ve isteklerinin, yüksek tonda olması , arzu ve emellerinin karşılanamaz boyutlara ulaşmasıdır.
Doyumsuz, aç gözlü, lükse odaklı, hırsa bürünmüş bir yaşam talebine hiç bir iktidar cevap veremez.
Basit bir örnek: Dünyanın gerek pandemi gerek savaşlar, gerekse kuraklık gibi nedenlerle ekonomik sıkıntıda olduğunu yakından izliyoruz. Aynı sıkıntılar ülkemiz için de geçerlidir.
Pekala, böyle bir durumda elindeki arabasını, evini, dükkanını değiştirme gayreti neden? Mevcut şartlar düzelene kadar çatlar mısın biraz sabretsen; bağırmaya devam ediyorsun!
Ne haber inancından, maneviyatından, dünyada yaşama gayenden!
İmtihan için yaşıyorsunuz; asıl amacı bırakıp araç için cansiperane mücadele veriyorsunuz.
Her fırsatta, tarihten bu yana, en kutsalımız olan dinimize, İlahı’mıza açıkça saldırı ve yaşantımızı engelleme girişimleri var; Müslümanım diyenler sus- pus ve sessizler.
Hala kutsal değerlerimize, inancımıza saldırıp engellemeye çalışanlara destek verip iktidara getirmeye çalışanların da inançlarına, dini samimiyetlerine inanmak mümkün değil.
Bırakın iki yüzlülüğü! İcraatlarınız gibi görünün.
Daha dün CHP Grup başkan vekili Özgür Özel, yardımcı Bülent Kuşoglu, değişik kademelerde ki partililerin ateist tavır ve sözleri gerçek yüzlerini ortaya koyuyor. İcraatlar, emelleri ortaya koyuyor.
Normal bir hayat tarzı süren, aç- açıkta olmayan klasik inançlı, ritüelik bir dini hayat yaşayanlara ne demeli!
Önce cüzdanını doldur, keyfini yaşa, mal biriktir, şehvetini tatmin et; mevcut şartlarda az bir gerileme olunca bas feryat- figanı!
Dine, inanca, değerlere, mütedeyyin insanlara hakaretler edilsin, alaya alınsınlar, güç imkanı elde ettikleri ilk anda despotik, baskıcı uygulamalara başlasınlar; sen de lüks yaşamanın yollarını ara.
Haa unutmadan! Manevi değerlere savaş açan bir partiyle ittifak aşkı yaşayan, manevî tabanın beslediği partiler! Kör aşkınız artarak devam edecek mi?
Çocukların dinini öğrenmesinin yasaklanması için iktidar olmayı hedefleyenlere vereceğiniz destekle gurur duyacak mısınız?
Sıkışın cüzdanınıza! Cüzdan düşünce siz de düşersiniz.
Nereye düşeceğiniz de önemli!