Halk arasında yapılan siyasi tartışmalar boşa uğraşmak, kalp kırmak, düşman edinmek, tedirgin yaşamak, hayatı boşa harcamaktan başka bir şey değildir. Kimseyi kandırmayalım, Türkiye’de siyaset sabit fikirler üzerine bina edilmiştir.Hatta atadan gelen genlerle, geleneksel aile bağları ile ilgilidir.Yani, sağcı sağcı, solcu solcu, İslamcı, milliyetçi şeklinde devam ediyor. Sonradan gelen çocuklar, gençlik çağına geldiklerinde, yetiştikleri ailelerin siyasi […]
Halk arasında yapılan siyasi tartışmalar boşa uğraşmak, kalp kırmak, düşman edinmek, tedirgin yaşamak, hayatı boşa harcamaktan başka bir şey değildir.
Kimseyi kandırmayalım, Türkiye’de siyaset sabit fikirler üzerine bina edilmiştir.Hatta atadan gelen genlerle, geleneksel aile bağları ile ilgilidir.Yani, sağcı sağcı, solcu solcu, İslamcı, milliyetçi şeklinde devam ediyor.
Sonradan gelen çocuklar, gençlik çağına geldiklerinde, yetiştikleri ailelerin siyasi görüşleri ekseninde şekil alırlar.
Kimi zaman gençler, evden uzaklaştıklarında ya okul, ya askerlik veya işyeri gibi ortamlarda geleneksel siyasi görüşlerini değiştirebilirler. Bu durum da; bir ideolojik akıma kaymakla, saplanmakla alakalıdır.
Kısmen , gençlerde siyasi olarak değişim olmakla beraber, yetişkinlerde siyasi kaymalar, yer değişmeler imkansız denecek kadar katı ve stabildir.
Siyasi alandaki davranış ve taraf seçmeler; toplumun hipnotize edildiğini (! ) ortaya koyuyor.
Birisini delillerle, somut bilgilerle ikna etmeye çalışsanız, siyasi görüşünden ve partisinden vazgeçirmeye çalışsanız ; bu imkansız denecek kadar beyhude bir çabadır.
Tamamen ideolojik bir eksen üzerinde konumlanma var.Kara diyen birine, ak olduğunu yüzde yüz gösterseniz bile, kara demeye devam edecektir.
Türkiye’deki bu ideolojik siyasi saplantı bilimsellikten de tamamen uzaktır. Bilimsel ideolojik tartışmalarda, gerçek ortaya konulduğunda, ya da teoremleri çürütüldüğünde; ya o fikirden vazgeçilir ya da savunulamaz bir şekilde pasifize edilir.
Siyaset, ideoloji üzerinden yürütülüp, inatlaşma, kıskançlık, intikam duyguları ile garnitür yapılırsa; gerçekten tehlikeli , iflah olmaz bir hal almaktadır.
Saflar netleşip, siyasi ayrılmalar oluştuktan sonra, siyasi tartışma ya da ikna yollarına baş vurmak beyhude, anlamsız, kaos çıkarıcı, toplumu germekten öte bir fayda sağlamaz.
Siyasetten gerek milletvekili gerekse bir makam, ya da maddi bir çıkar beklentisi olanlar elbette siyasi mülahazalar yapacaklar, partilerini tanıtıp yapmak istediklerini duyurmaya çalışacaklar.
Vatandaşlar siyasi tartışmaya girmesinler, herkes görüşleri ile başbaşa kalsın!
Mesela, yüzde yüz olumlu, insan akıl ve mantığının reddedemeyeciği, objektif kriterlere uygun bir eser; hükümete oy verenler tarafından beğenilip kabul görürken, muhalefet tarafından reddedilip tukaka edilmektedir.
Evrensel bir akla ve mantığa göre, kesinlikle yanlış kabul edilen bir davranış, taraftarlar tarafından bu şekilde değerlendirilmiyor.
Mesela, İstanbul’da şiddetli kar yağıyor, günlerce meteoroloji ve yetkililer uyarıyor; insanlar dışarıda, arabalar yollarda kalmış, saatler sonra yürüyerek zorlukla evlerine gidiyorlar.
Tam da bu anda bu şehrin sorumlusu rakı- balık keyfinde… Aynı zorlukları ve kaosu yaşayanlardan belediye başkanı yanlısı olanlardan bir tek şikayet gelmedi. Şikayet edenler iktidar taraftarları idi.
Bu gün ülke muhalefeti ne yaparsa yapsın hep aynı oy oranına sahiptir. Mesela CHP % 25’de hep sabit kalmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu’ya, Pkk’nın tüm engellemelerine rağmen, Batı kesimlerden daha çok hizmet yapıldığı, kültürel hakları verildiği halde, kürt seçmen Hdp’den vazgeçmiyor.
Çözüm: ideolojik saplantıdan vazgeçip, evrensel, objektif düşünce sistemini benimsemek, ufka biraz daha geniş açıdan bakmak, aynı gemide olduğumuzun idrakine varmakla mümkün olabilir.
Kimseyi siyasi görüşü nedeni ile yormayın, değiştirmez ve size tepki koyarlar.
Hep böyle mi gidecek? Yok mu bir çaresi?
Umudum yok ama, belki, deve iğne deliğinden bir gün geçerse!