Toplantılarda, sohbet evlerinde , etkinliklerde, konferanslarda; hatta aile içerisinde, gençler hep ihmal edilir; yöneticiler, idareciler, müdürler, şefler, öğretmenler , hocalar uzun uzun konuşurlar. Dinleyici konumunda olan gençler sıkılır, esner, sürekli saate bakarlar. Eskiden kalma bir yöntem olan baskı altında tutma, otoriteyi kabul ettirme, belki de gençler karşısında acziyet ve zaafiyet saklama çabası, yetersiz kalma […]
Toplantılarda, sohbet evlerinde , etkinliklerde, konferanslarda; hatta aile içerisinde, gençler hep ihmal edilir; yöneticiler, idareciler, müdürler, şefler, öğretmenler , hocalar uzun uzun konuşurlar.
Dinleyici konumunda olan gençler sıkılır, esner, sürekli saate bakarlar.
Eskiden kalma bir yöntem olan baskı altında tutma, otoriteyi kabul ettirme, belki de gençler karşısında acziyet ve zaafiyet saklama çabası, yetersiz kalma korkusu gençlere karşı bu davranışı ortaya çıkarıyor.
Toplumun, yönetici ve idarecilerin karşısına çıkan gençler ilk başlarda çekinebilirler, sıkılabilirler; ama zamanla medeni cesaret kazanırlar, aldıkları bu ivme ile daha gayretli, daha çalışkan, daha heyecanlı bir konuma gelirler.
Kendini ifade edemeyen, toplum önünde konuşamayan, utanıp sıkılan gençler diyaloğcu olamaz, anlaşma dili ve yöntemini kazanamazlar.
İkili ilişkilerde yetersiz ifade, sakin konuşamama, düzgün anlatımla kendini ifade edememe sonucu şiddete başvurmayı getirir.
Eğitimin en önemli aşaması buradan başlamalı. Kendisini ifade edemeyip sürekli içerisinde saklayan gençler, pimi çekilmiş bomba gibidirler.
Acilen tüm yetkili ve sorumluları bu konuya eğilmeye çağırıyoruz.
Siz gerekirse bir kaç cümle ile yetinin, gençler konuşsun, kendilerini ifade etsin, öneriler sunsunlar.
Okullarda, sosyal alanlarda etkinlikler yapılmalı; münazara konuları belirlenmeli; gençler medenice tartıştırılmalı.
Teşvik edilip cesaretlendirilmeli, taltif edilip ödüllendirilmeli!
Sınavlarda öğrenciler için en büyük sıkıntı; okuduklarını anlayamama sorunudur.
Gençlere böyle alanlar açmakla, uzun paragraflı soruları rahat anlayıp çözebilmelerine katkı yapılmış olur.
Ayrıca, bu şekilde gençlerin kaygı, heyecan, korku, telaşlanma gibi negatif davranışları pozitif bir kazanıma döner.
Bırakın gençler konuşsun, yanlış da olsa konuşsun! Gençleri özgür tutalım.