Tarihin değişik zamanlarında aynı toplum içerisinde din odaklı çatışmalar olmuş: fakat hiç bir zaman din hedef olmamış, dokunulmamış ; taraftarları hedef alınmıştır. Hatta aynı din adına, mensupları arasında savaşlar olmuştur. Günümüzde saldırıların hedefinde tamamen İslam dinimiz var . Yani saldırılar farklı bir boyuta evrildi. Dindarlar, dinlerinin öğretilerini öğrenmek, söylemek, uygulamak, tebliğ etmek durumunda oldukları anda […]
Tarihin değişik zamanlarında aynı toplum içerisinde din odaklı çatışmalar olmuş: fakat hiç bir zaman din hedef olmamış, dokunulmamış ; taraftarları hedef alınmıştır.
Hatta aynı din adına, mensupları arasında savaşlar olmuştur.
Günümüzde saldırıların hedefinde tamamen İslam dinimiz var . Yani saldırılar farklı bir boyuta evrildi.
Dindarlar, dinlerinin öğretilerini öğrenmek, söylemek, uygulamak, tebliğ etmek durumunda oldukları anda şiddetli dirençle karşılaşıyorlar.
Açık söylemek gerekirse, eldivenlerini takmış boksörler, farklı yönden kum torbasını yumrukluyorlar. Hem dine sahip çıkanlar yumruk atıyor, hem de karşı çıkanlar öfkeyle vuruyorlar.
Bir temsil olarak, kum torbasına benzettiğimiz dinimiz bu darbelerden zarar görmez, vuranların elleri yıpranır.
Neden , cesurca ve öfkeyle Allah’ın dinine saldırıyorlar, anlamakta zorlanıyoruz.
Allah diyorsunuz , kırmızı beze boynuz atan öküz gibi oluyorlar.
Tekbir getiriyorsunuz, Allah diyorsunuz, kader diyorsunuz, şehit diyorsunuz, dua okuyorsunuz; deli danaya dönüyorlar.
Kuran okuyanlar, kuran kursları, imamlar, diyanet mensupları hedefe konuyor. Okullardaki mecburi din derslerinin kaldırılmasını istiyorlar.
Dine saldırırken son derece cesur, kindar, ve intikam dolu tavır sergiliyorlar.
Son zamanlarda ekranlarda, gazetelerde, sosyal medyada kimi sunucular, programcılar, tartışmacılar, akademistler; dine saldırı hususunda, tarihin hiç bir döneminde ve hükümetinde olmadığı kadar cesur, özgür ve öz güven içindedirler. Bu tavırlarını, hem de diktatör dedikleri Sayın Erdoğan ve ekibine karşı yapıyorlar!
Allah’a ve dinine saldırıların gerisinde , kasıtlı din düşmanları olduğu gibi, kimi dindar bilinen , dinin özünü kavrayamamış kişilerin tavır ve tutumlarının olduğunu da göz ardı etmemek lazım.
Dayanılmaz bu saldırılar karşısında; acaba Sayın Erdoğan adaylıktan çekilse mi diyorum ülke bekası açısından!
Asrın felaketinin boyutları ortada iken, hiç bir ülkenin tek başına üstesinden gelmesi imkansız halde iken; daha ilk günden destek yerine köstek olan, engel olan, moral bozan, kaos üreten, ayrıştıran top yekün azgın bir muhalefetin, derhal seçim isteriz çığlıkları gerçekten ürkütücü, gerilimli ve normal olmayan bir ruhudur.
Deprem bile, daha ilk günden Erdoğan’ın gitmesi yönünde kullanılıyor.
Erdoğan’ın şahsı ile ilgili değil tüm bu kinin ve nefretin sebebi!
Başka biri de gelse dindar ve dik duran biri olduğu sürece aynı saldırı sürecek.
Giden canlar Rablerine kavuştu, bir gün muhakkak öleceklerdi şeklindeki Kuranın teselli mahiyetindeki ayetlerini okumak ve hatırlatmak bile, bunların tepkisi ve baskısı yüzünden kısık seslerle dillendiriliyor.
Allah’tan başka galip yoktur!