İstanbul’da kurduğu tekstil atölyesinde Anadolu’dan gelen gençleri çalıştıran duayen atölyeci, meşhur Abdi Usta’nın taktiği; üzerine doktora tezi yazılacak kadar enteresandır. Abdi ustanın çocuğu yok, ama iyi bir işkolik. O devrin isim yapmış en büyük atölyelerinden birine sahipti. Madem oğlu kızı yok; o zaman kendisine birinci dereceden yardımcılar bulması gerekiyor. Bir gün odasına çağırdığı Ahmed’e; oğlum […]
İstanbul’da kurduğu tekstil atölyesinde Anadolu’dan gelen gençleri çalıştıran duayen atölyeci, meşhur Abdi Usta’nın taktiği; üzerine doktora tezi yazılacak kadar enteresandır.
Abdi ustanın çocuğu yok, ama iyi bir işkolik. O devrin isim yapmış en büyük atölyelerinden birine sahipti.
Madem oğlu kızı yok; o zaman kendisine birinci dereceden yardımcılar bulması gerekiyor.
Bir gün odasına çağırdığı Ahmed’e; oğlum biliyorsun benim çocuğum yok, seni de evladım gibi severim, ilerde bu işletmeyi sana bırakacağım; ama işi sahiplenir, çok çalışırsan!
Sakın ha kimseye söyleme der. Ahmet erkenden işe gelir, geç saatte evine döner. İş yerinde herkesi uyarır ikaz eder, verimli çalışmalarını sağlardı.
Bir başka gün Ali’yi çağırır, Veli’yi çağırır; hepsine gizli gizli aynı teklifi yapar, tembihlerde bulunur…
Her hafta sonu birini evine götürür, ilgi alaka, ikram, hediye verir. Aman ha, seni dövseler bile bir yerde söyleme, ağzını sıkı tut, uyandırma kimseyi diye sıkı sıkıya tembihlerdi
Epey bir süre bu şekilde, sahte atölye sahipleri sayesinde devam eder gider, ama iş tıkırındadır.
Nihayet bir gün birinin tavırları değişir, herkese caka satar, parmak sallar ve nihayet ağzından kaçırır.
Ben buranın sahibiyim, seni çıkarırım işten, kafamı bozma der.
Usta bana verdi, asıl bana verdi, sizden önce bana söz verdi….Nihayet gerçek anlaşılır.
Böylece, iş yavaş yavaş rayına girer , fabrika kritik eşiği aşar, büyür ve piyasada söz sahibi olur.
Oysa, üvey bir kız çocuğu edinmişti, büyüdü ve evlendi.
İşte bundan sonra atölyenin başına, gerçek sahip olan damat oturdu, fabrikayı üzerine aldı.
Alttaki sahte fabrika sahiplerinin birbirleriyle kavgaları, küsmeleri yanlarına kar kaldı.
Abdi Usta! Üniversitelerde yazılacak bir doktora tezinin konu kahramanı oldu.Yine de ülke için faydalı bir iş yapmış oldu.
Bakalım bu tezi kim yazacak! Belki de pratik hayatta bu teze ihtiyaç kalmayabilir.