Büyük bir yıkımla, asırların felâketi ile, acının en büyüğü ile karşı karşıyayız. Elbette ki oturduğumuz yerden yazmak, akıl vermek, ahkam kesmek olmaz. Çünkü bu kolaycılığa kaçmak olur. Acılar için ne yapabiliriz, yardımlar nasıl olmalı, sadre şifa ne katkımız olur; bu konularda fiili çabalar sarfetmeliyiz. Elhak! Sonuna kadar doğru. Sorun: Hükümet, AFAD, Kızılay, asker, güvenlik güçleri, […]
Büyük bir yıkımla, asırların felâketi ile, acının en büyüğü ile karşı karşıyayız.
Elbette ki oturduğumuz yerden yazmak, akıl vermek, ahkam kesmek olmaz. Çünkü bu kolaycılığa kaçmak olur.
Acılar için ne yapabiliriz, yardımlar nasıl olmalı, sadre şifa ne katkımız olur; bu konularda fiili çabalar sarfetmeliyiz.
Elhak! Sonuna kadar doğru.
Sorun: Hükümet, AFAD, Kızılay, asker, güvenlik güçleri, din adamları, işadamları, sivil kuruluşlar; kahir ekseriyet halkımız ellerinden gelen her şeyiyle; maddi manevi çaba içerisindeyken; muhalefet, kimi medya, tv ve sosyal medya provokatörlerinin karalama, kindar, kaos çıkarma, yalan haber yayma ahlaksızlığı ve şerefsizlik yapmalarıdır.
Çünkü bunlar gerek sahada, gerek ekranda, gerekse sosyal medya üzerinden engelleme gayretleri gösteriyorlar.
Hükümete olan kinlerini deprem üzerinden yapıyorlar.
Biz de diyoruz ki; acelen ne ? Şimdi yarayı saralım, düzlüğe çıkalım, sonra istediğiniz eleştiriyi getirin.
Çalışmaları engelliyorsunuz. Gölge etmeyin yeter!
Hiç boş durmuyorlar. Kimisi barajların patladığı haberini yayıyor, kimisi Ak Parti’liler kurtarılıyor, kimi buralara Suriyeliler yerleşecek diyor, devletin çöktüğü, hizmetlerin yapılmadığını iddia ediyorlar.
Fırsat bu fırsat deyip dine, dindarlara , dine saldırı üstüne saldırı yapılıyor.
Bu yüzden birşeyler yazmak, gerçekleri haykırmak adına yazıyoruz.
Hainlerin bu acı üzerinden faydalanmak istiyorlar.
Boş durmuyorlar ne yazık ki . Yalan haber, engelleme yapanlara, kaos çıkarmaya çalışanlara hukuki hesap sorulacak günü gelince.