Yaşadığımız mahalle, semt, il, ilçe, tatil beldelerimiz, parklarımız, ormanlarımız, denizlerimiz, kıyılarımız ve diğer mekanlar korumamız gereken çevremizdir.
Bu mekanları ne kadar kirletmeden kullanır isek o kadar bizlere hizmet verir ve hizmeti de devamlı olur. Eğer kirletir sahip çıkmaz isek o kadar çabuk kirlenir ve bize hizmet veremez. Biz de buralardan hizmet alamaz, yararlanamaz oluruz.
Haber bültenlerinde takip ederiz yazılı ve görsel basında sıkça rastlarız insanların sıklıkla uğradığı deniz ve göl kenarları, piknik alanları ve parklarda çöp toplama çalışmaları yapılır. Yapılan çalışmalarda kamyon kamyon tonlarca çöpler toplanır. Bu çöpler içinde kağıttan plastiğe, camdan kumaşa, çocuk oyuncağından ilaç şişesine, yemek artıklarından ayakkabıya insanların günlük olarak kullandığı her çeşit eşya ve tüketim maddelerine rastlanır.
Halbuki belediyelerimizin, kıyı koruma kurullarımızın, Orman Genel Müdürlüğümüzün insanların sıkça kullandığı bu alanlarda çöp bidonları, çöp konteynırları ve atıkları atacak yerleri ve atıkları buralara atma levhaları vardır ama ne yazık ki insanımız bu uyarı ve hizmetleri yok sayarak sanki bir daha ihtiyacı olmayacakmış ya da nasıl olsa temizleyen var mantığı ile çevreyi kirletmeye devam etmektedir.
Son yıllarda bu hoyratlık ne yazık ki şehir merkezlerinde de sıkça görülmeye başlandı. Şehirlerimizin merkezi cadde ve sokaklarında da birçok yerde belediyelerimizin atık toplama kutuları olmasına rağmen insanımız içtiği suyun meşrubatın şişesini yediği dürümün, simit’in parçalarını oturduğu bankın yanına, ağacın altına bırakmakta bir müddet sonra istenmeyen koku ve manzaralar ortaya çıkmaktadır.
Şehirler, köyler, ormanlar, piknik alanları hep bizim çevremiz buraları ne kadar temiz kullanır ve korur isek o kadar fazla yararlanır ve hizmet alırız aksi halde zararını yine bizler çekmiş oluruz.
Şehirler medeniyetin merkezleridir, şehir insanı da medeni insandır. Medeni insanlar ise yaratanına, ailesine, toplumuna, çevresine ve devletine karşı sorumluluk bilinci içinde olan insanlardır.
Ne edip etmeli bir yandan küçük yaştan itibaren eğitim vererek farkındalık oluşturan reklamlar yaparak diğer yandan caydırıcı cezai düzenlemeler yapıp bunları titizlikle uygulamaya koyarak yaşadığımız çevreyi koruma bilincini geliştirip uygulamaya koymalıyız.
Bu konuda belediyeler, çevre koruma kurulları, okullar ve meraklı sivil kurumlar bir araya gelip ortak projeler yapıp uygulamaya koyabilirler diyorum. Güzel, yaşanabilir, estetik ve temiz bir çevre dileği ile. Selam ve dua ile.