Siz kendinizi sırtlan yerine koyarsınız ama, unutmayın ki karşınızda teslim olacak uysal koyun yok. Yükleniyorlar, saldırıyorlar, belden aşağı vuruyorlar, tüm haramları mubah sayıyorlar. Değerler, hedefler, kutsallar yerlerde sürünüyor. Bu muhalefeti bu hale getiren, bu seviyesiz davranışa düşüren ; Sayın Cumhurbaşkanı’nı indirme hırsı, kini, nefreti ve intikam duygusudur. Geçmiş yerel seçimlerde Pkk’lısından Fetösüne, laikinden, […]
Siz kendinizi sırtlan yerine koyarsınız ama, unutmayın ki karşınızda teslim olacak uysal koyun yok.
Yükleniyorlar, saldırıyorlar, belden aşağı vuruyorlar, tüm haramları mubah sayıyorlar.
Değerler, hedefler, kutsallar yerlerde sürünüyor.
Bu muhalefeti bu hale getiren, bu seviyesiz davranışa düşüren ; Sayın Cumhurbaşkanı’nı indirme hırsı, kini, nefreti ve intikam duygusudur.
Geçmiş yerel seçimlerde Pkk’lısından Fetösüne, laikinden, milli görüşçüsüne, yazar-çizerinden artistine, holdinglere kadar tüm benzemezlikler birlikte nikah kıyıp, başarı elde etmelerinin rüzgarıyla, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimine daha bir iştahla, hırsla, topyekün taarruza geçerek asılıyorlar.
Kendilerine göre zafere (!) çok yaklaştıklarına inanıyorlar; en ufak bir fırsatı kaçırmak istemiyorlar. Diken üstünde, pür dikkat teyakkuz halindedirler.
Dedik ya, hiç bir etik değer taşımıyorlar.
Muhalefet sözcüleri, milletvekilleri, basın- yayınları, taraflı akademisyenleri iktidarı alacaklarını kesin dille ifade ediyor, iktidar olduklarına/ olacaklarına kamuoyunu inandırmaya çalışıyorlar !
Muhalefet iki türlü söyleme sarılıyor:
Birincisi, ekonominin kötü olduğu.
İkincisi adaletsizliğin olduğu şeklinde.
Bir de , dış politikada başarısızlık olduğu şeklindeki söylemleri var.
Sıkıntıların olduğu bilinen bir gerçektir. Pandeminin, Suriye ve Afgan göçmenlerin, sınırlarda yaptığımız savaş ve önlemlerin, mecburi savunma harcamalarının, ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından yapılan ekonomik saldırıların olduğu ve bu durumu doğuran sebeplerin bunlardan kaynaklandığı bilinen gerçeklerdir.
Sağduyulu, vefalı, bağımsızlığı karekter olarak benimseyen, milli ve manevi duyguları ön plana çıkaran bu halkın, muhalefetin isteği doğrultusunda hareket edeceklerine inanmak gerçeklere aykırı, bu milletin değerlerine uymayan bir tutumdur.
Muhalefet şirazeden çıkmış, gözü dönmüş bir vaziyette sağa sola yalpalıyor, hakikati ve gerçekleri bile fark edemiyor, gözleri perdeli.
Buna rağmen muhalefetle aynı söyleme ve inanca sahip, ciddi bir itirazcı kesimin olduğu da bir hakikattir.
Cumhurbaşkanı’nı ve hükümeti asla istemiyorlar, gidişata negatif bakıyorlar. Ülke durumunun çok kötü olduğunu, dolayısıyla bu hükümetin derhal gitmesini istiyorlar.
Benim adım Kemal, Meral… Atın bakalım bol keseden. Şunu vereceğim, şunu getirecegim, hesap soracağım. Adınız neyin garantisi oluyor?
Vereceğim, vermezsem benim adım Kılıçdaroğlu değil! Kılıçdaroğlu değil de palavracı olur, pek mi önemli?
Neyi, nasıl, nereden, ne şartla, kime vereceksin? Sihirli deynek mi var elinde?
Kullandığımız dil sert gibi gelebilir ama muhalefetin davranışı karşısında pamuk gibi kalır.
Elbette hükümet her şeyi iyi yapıyor demiyoruz; bayağı hataları ve yanlışları oldu/ oluyor. Sizlere düşen hataları hatırlatıp alternatifini ortaya koymak, doğru yapılana destek vermektir.
Siz ne yapıyorsunuz? Hükümetin yaptığı her icraata itiraz edip köstek oluyorsunuz.
Tezkereye red oyu vermekle, başta Pkk olmak üzere tüm düşmanları sevindirdiniz. Çünkü Sayın Erdoğan’ı indirmek için Hdp’nin pardon Pkk’nin oyuna ihtiyacınız var.
Bunların oyu yeterli olmuyor, kemalist milliyetçilerin oyuna da ihtiyaç var. O zaman Yozgat’a, milliyetçi bölgeye gel, Kandil’e girip Pkk’yı yerinde imha edip bitirmezsem benim adım Kılıçtaroglu değil kükremesini yap, yemezler!
Sınır dışına müdahale edebilmek için tezkere çıkartman lazım; ama sen hayır oyu kullandın!
Yalpalıyorsunuz, savruluyorsunuz, tutarsızsınız. Yapacağınız icraat ve projeleri sunun halka! Yıkmaya yönelik bir muhalefet anlayışı kuşatmış zihinleri.
Şunu da itiraf edeyim ki, bu sıkıntılı , geçiş sürecinin verebileceği hoşnutsuzluğu fırsata çevirip iktidarı alma ihtimalleri de hiç olmadığı kadar gerçeğe yakındır.
Erdoğan- Biden görüşmesini bile aleyhte propagandaya çeviren gayr-i milli zihniyetin iktidara gelmesi ciddi kaoslara ve diyet ödeme savaşlarına gebedir.
Bu zihniyete fırsat verilmez, yoksa vay halimize? Bu ihtimali düşünerek kaygılıyım, korkuyorum.