Ha gayret! Tayyip Erdoğan’ı ve Ak Parti iktidarını yıkmak için ilk defa, gerçeğe yakın, somut gerekçelere dayanan( !) imkan ve fırsat doğdu. Zaten sürekli pusuda bekleyen muhalefet heyecanlı, telaşlı ve ince hesaplar içinde gece gündüz mesai yapıyor. Dünya konjonktürüne bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik kriz; pandemi ortamını da üzerine ekleyerek ülkemizi etkilemektedir. Krizin şiddeti hemen […]
Ha gayret! Tayyip Erdoğan’ı ve Ak Parti iktidarını yıkmak için ilk defa, gerçeğe yakın, somut gerekçelere dayanan( !) imkan ve fırsat doğdu.
Zaten sürekli pusuda bekleyen muhalefet heyecanlı, telaşlı ve ince hesaplar içinde gece gündüz mesai yapıyor.
Dünya konjonktürüne bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik kriz; pandemi ortamını da üzerine ekleyerek ülkemizi etkilemektedir.
Krizin şiddeti hemen hemen her ülkeyi etkisi altına almış, sıkıntılar devam etmektedir.
Bir çoğunda krizin etkisi ve şiddeti bizden daha fazladır. Bu durumda, bizim ülkemiz siyaseti ile bu ülkeler arasında ciddi siyasi ve sosyal davranış farklılıkları vardır.
En azından muhalefet ve halk gerçeklerin farkındadır, sebeplerini biliyorlar, hep beraber bu krizlerden çıkmanın yollarını sabırla arıyorlar.
Biliyorlar ki, bu krizin ağırlığı artarsa, hep beraber batacaklar, hep birlikte bu yükün altında ezilecekler.
Bizde nasıl? Bizde icraatları ve vaadleri ile iktidara gelemeyenler; bu şartları bulunmaz fırsat bilip hükümeti devirmek için çırpınıp yırtınıyorlar.
Mevcut durumu düzeltmeye, hükümete ve topluma yardımcı olmaya gayret gösterme yerine, ha bire kaşıyıp, köpürtme derdindedirler.
Yıkalım, devirelim… İyi de, ne yapacaksın, senin planın ne? Var mı çalışmaların, projelerin?
Yıkma planlı projelerine dış güçlerin açık destek verdiğini hepimiz biliyoruz. Bu durumu bile bile inkar edenler apaçık aptaldır. Mesela ABD Başkanı J. Biden, Muhalefetle birlikte hareket edip Erdoğan’ı indireceğiz demedi mi?
Tekrar ediyoruz, enerjide henüz dışarıya bağlıyız, ödemeleri de dövizle yapıyoruz ne yazık ki. Bu durumda dövize ihtiyacınız var. Elinizde olmayan nedenlerle ve parayı elinde tutan baronların oyunları ile ekonomik baskılar ve döviz yükseltilmeleri oluyor.
Hadi diyelim ki, hükümet başarısız oldu, yanlışlar yaptı. Muhalefete, bilim adamlarına, uzmanlara düşen görev, kriz atlatılana, sıkıntılar geçene kadar açıktan yardımcı olmaktır.
Uygun ortama geçildiğinde seçim de isteyin, iktidarı yerden yere vurun, yanlışlarını haykırın. Olması gereken vatanperverlik de budur zaten.
Ülkeyi düşünün, ego, kin, intikam ve hırsınızı dizginleyin.
İktidar hata yaparak ne kadar sorumlu ise, siz de o derece sorumlusunuz.
Elbette halkımızın bir kesimi zor durumda ve bu krizden azami derecede etkileniyorlar. Bunların şikayet ve serzenişleri haklıdır ve dikkate alınmalıdır.
Bunun yanında, asıl sesleri çıkanlar ve ciyaklayanlar; lükslerinden biraz kaybedenlerdir. Bunların açlık ve geçim zorluğu ile direkt alakaları yoktur, rahatları biraz sekteye uğradı, o kadar.
Bu vatan o kadar mı ucuz da, azıcık bir zevk uğruna feda ediyorsunuz?
Şu anda seçim istemek, hükümeti istifa ettirmek vatana ihanettir, ülkeyi bataklığa ve kaosa sürüklemektedir.
İç ve dış sarmalların içindeyiz, önce bu düğümden bir kurtulalım, birlik olalım, sonra seçimi isteyin; ananızın ak sütü gibi helal.
Her şey ortada, sihirli değnek mi var ellerinizde? Neyi hemen çözeceksin?
Hem muhalefet, hem köstek olan halkın bir kesimi (! ) büyük vebal altındadırlar ve suhulete, aklı -selime dönmezlerse hakkım haram olsun.
Hadi helalleşin bakalım, nasıl olacaksa!
Bu arada! Şu dolarlarınızı bozdurun, yeni dolarlar almayı bırakın. Milliyetçilik ve vatanperverlik böyle zamanlarda belli olur.