Bir zamanlar Merhum Erbakan’ı post modern darbe ile iktidardan alaşağı eden 28 Şubat darbesinin kudretli, kibirli, le yus’el komutanları; ” irticayla mücadelemiz gerekirse bin yıl sürecek” demişlerdi. Bu devrin sonsuza kadar süreceğini söylediler. Bir kaç sene sonra hepsi tarihin çöplüğüne atıldı, aynı milli görüş geleneğinin devamı, daha güçlü bir şekilde iktidara geldi, darbecilerin kibirli burnunu […]
Bir zamanlar Merhum Erbakan’ı post modern darbe ile iktidardan alaşağı eden 28 Şubat darbesinin kudretli, kibirli, le yus’el komutanları; ” irticayla mücadelemiz gerekirse bin yıl sürecek” demişlerdi.
Bu devrin sonsuza kadar süreceğini söylediler.
Bir kaç sene sonra hepsi tarihin çöplüğüne atıldı, aynı milli görüş geleneğinin devamı, daha güçlü bir şekilde iktidara geldi, darbecilerin kibirli burnunu (!) kırdı.
Tüm delegeleri kendisi ayarlayan Kılıçdaroğlu’nu hiç bir güç ; kendi istemediği sürece indiremez deniliyordu.
Kartondan kaptan, hem de cılız performanslı biri tarafından bir şamar rüzgarıyla hazin bir şeklide çöktü gitti.
İsrail, ABD desteği ile Gazze’yi alacak, tüm Filistinlileri bölgeden sürecek, öldürecek; çok güçlü ateş gücüne, teknolojiye ve savunma gücüne sahip.
Yani sartlanmış, özgüveni yitirmiş, öğrenilmiş çaresizliğe kapılmış bir toplum olduk.
Görüyoruz ki, İsrail ordusu, demir kubbesi, istihbaratı bir mit, kartondan bir kaplanmış.
En alçak ve basitçe yaptıkları en büyük iş; acımadan sivilleri bombalamak!
Biraz kendimize gelelim! Hiç bir kişi, hiç bir güç, hiç bir devlet yenilemez, yıkılamaz değildir!
Her zaman bir örneğini görüyoruz. Bu yüzden ön kabullerden, şartlanmışlıktan, çaresiz teslimiyetten vazgeçmeliyiz, yaşananları dikkate almalıyız.
Hayat şok edici sürprizlere gebe, ömrümüz yettiği kadar nice sürprizlere şahit olacağız.Nice çöküşleri, nice gidişleri göreceğiz.