Müteahhitler Döviz Kurlarının Sabitlenmesini İstiyor

Enflasyondaki yükselişin vatandaşın alım gücünü de elinden aldığını söyleyen Sedat Kılınç, “2021 yılı ekonomide çok büyük dalgalanmaların olduğu bir yıl oldu. Bu dalgalanmalar gerek döviz kurunda gerekse de faiz tarafında oldu. Artışlar düşüşler 2021 yılında yaşadığımız ekonomik dalgalanmalar olarak kısaca özetleyebiliriz. Tabi bu ekonomik dalgalanmaların da ülke ekonomisine büyük etkileri oldu, vatandaşın satın alma gücüne de etkileri oldu. Baktığımızda enflasyon da yüksek bir değere çıktı. Üretici Fiyatlar Endeksine baktığımızda yüzde 50’lerde seyretti, Tüketici Fiyatlarında da yılsonunda göreceğiz 2021 yılının nasıl bir kapanış yaptığını. Bizim beklentimiz yüzde 30 üzerinde de TÜFE çıkacağı yönünde. Yani üretici fiyatlarına da baktığımızda yüzde 50 bir oran olunca bu da zaten ister istemez belli bir süre sonra TÜFE’ye de yansıyacak. Enflasyondaki bu oran birincisi insanların satın alma gücünü elinden aldı. Faizlerin yüksek olmasıyla konut kredilerine çok fazla talep olmadı. Bu arada Merkez Bankası da faiz indirimleri yaptığında kurlardaki o büyük dalgalanmalar oldu ama yılsonuna doğru ekonomide aslında bazı şeylerin tekrar rayına gireceğini gösteren belirtileri de görmüş olduk. Yani çok dalgalı ve hareketli bir yıl oldu 2021” dedi.

Kılınç, kurda istikrarlı bir dönem olmasını ve uzun vadede yatırımlar için önlerini görmek istediklerini söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Biz sektör temsilcilerinin tabi ki ekonomiyi yönetenlerden beklentileri var. İlki bu tarz dalgalanmaların olmamasını, istikrarlı bir dönem istiyoruz. Önümüzde geleceği görebileceğimiz, uzun vadeli yatırımlar yapabileceğimiz bir pozisyon olması lazım. Bugün baktığımızda bu ekonomik veriler ve dalgalanmalarla uzun vadeli bir yatırım yapma şansımız yok. Hatta yeni başlayacak projelerimizi de şu anda bekletiyoruz çünkü görmek istiyoruz. Son döviz kurlarındaki düşüşle birlikte emtia kalemlerindeki o ciddi artışta bir eksilme olmadı. Sektör temsilcileri olarak bunda da bir beklentimiz var. Baktığımızda inşaat sektöründeki enflasyon diğer kalemlerden de çok fazla. Özellikle emtia kalemlerinde 1 buçuk yılda yüzde 100’den yüzde 400’ü gördüğümüz kalemler var. Bunların düşmesi lazım. Aksi takdirde insanların alım gücü yüzde 400 artmadı. Biz bu düşüşleri görmezsek, insanların alım gücündeki düşüşler doğal olarak satışlara yansıyacak. Satın alma oranları düşecek, satış rakamları düşecek. Böyle olduğunda da daralma olur inşaat sektöründe ve daralma olduğunda da işsizlik oranında da ciddi bir artış olur. Bunların hiçbirinin olmaması için bizim sayın Cumhurbaşkanımızdan ve ekonomiyi yönetenlerden beklentimiz istikrarlı bir dönem. Kur artık nerede kalacaksa orada dursun, faiz de ne olacaksa orada dursun. Eğer bir faiz indirimi yapılacaksa artık bir seferde yapılsın. Hedef faize ne kadarlık bir faiz indirimi yapılacaksa, hedef neyse o artık ilk para politikası toplantısında karara bağlansın. Biz de kurun nerede olacağını, faizin ne olacağını görelim ve buna göre davranalım. Vatandaş da konut satın alırken buna göre davransın, buna göre hareket etsin. Uzun vadeli program yapabilsin veya bir satın almayı yaparken bakıyoruz konut sektöründe 10 yıla kadar kredi imkanları var. 10 yıllık bütçesini ayarlayarak satın alma yönüne geçebilir bu istikrarı görürse. O yüzden en önemli şeyin ekonomide istikrar olduğunu hep beraber bu yıl yaşadık.”