Kayseri Baro Avukatı Coşkun Özbek, son yıllarda vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği tasarruf finansman şirketleri ile ev ve araç sahibi olma isteğinin bazı mağduriyetlere yol açtığını söyledi. Özbek, “Kanuna göre şirketler vatandaşa en geç 36 ay sonunda evini ya da aracını vermeleri gerekiyor” dedi.
Vatandaşların tasarruf finansman şirketleri ile ev ve araç sahibi olma fikirlerinin en çok da sistemin faizsiz işlemesinden dolayı olduğunu ancak bu konuda birçok uyuşmazlık ve mağduriyet yaşandığını söyleyen Avukat Coşkun Özbek, ”Bilindiği üzere en son 21 adet tasarruf finansman şirketi belli isimler altında faizsiz konut ve araç sahibi olunabilmesinin önünü açan sistem üzerinden vatandaşlarımız, sözleşmeler imzalayarak ve belirli bir peşinat vererek gruplar halinde sözleşmede belirtilen ay sonunda yapacakları ödemeler ile ev ve araç sahibi olma çabasının içerisine giriyor. Fakat uygulanan bu sistem faizsiz olması sebebi ile vatandaşlarımızı cezbediyor. Şirketlerin ‘şu kadar ayda ev sahibi olun, faizsiz ev sahibi olun’ gibi reklamlar vererek, ilgi çekici, vatandaşlarımızın ilgisini uyandıracak propagandalar yapılarak vatandaşlarımızı bu sisteme dahil etmeye çalışıyorlar. Ancak şöyle bir husus var ki tüketici konumunda olan, ev ve araba alan vatandaşlarımız kanunen tüketici konumundadırlar ve herhangi bir uyuşmazlık halinde de bu şirketler ile vatandaşlar arasında görülen uyuşmazlıkla tüketici mahkemelerinde görülecektir. Bizim şöyle bir problemimiz var. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu uyarınca ön ödemeli konut alımı ya da taksitle konum alımı gibi sözleşmeler kanuna koyulmuş ve böyle bir sözleşmenin yapılması halinde tarafların uymaları gereken kurallarla alakalı bilgilendirmeler yapılmaktadır” dedi.
“En geç 36. ayda vatandaşın evinin anahtarını vermeleri gerekiyor”
Tasarruf finansman şirketlerinin vatandaşı girmiş oldukları çekilişte mağdur ettiklerini ve en fazla 36 ayda verilmesi gereken ev veya arabanın 56-60 aylara kadar uzatıldığını ifade eden Özbek, “Bu şirketler kanunda belirtilen bu sözleşme şekillerine tabii olmamaktadırlar. Örneğin ön ödemeli konut satış sözleşmesinde kanuna göre vatandaşa en geç 36 ay sonunda evini ya da aracını vermeleri gerekiyor. Verdikten sonra taksit ödemeye devam edebilir ya da farklı bir alışveriş olabilir. Ancak en geç 36 ay sonunda o vatandaş evinin anahtarını alması gerekiyor. Fakat şirketler kendileri bu sözleşme türlerine tabii olmadıklarını iddia ettikleri için 36. ay değil, 46. hatta 56 ve 60. ayın üzerinde ev teslimi gerçekleştirmektedirler. Burada bizim maksadımız, vatandaşlarımızın böyle bir sözleşmeye oturduğu zaman direkt sözleşmeyi imzalamak yerine bir avukat aracılığı ile ya da bu alanda uzman tecrübeli birileri ile irtibata geçerek sözleşme içi belirli bir süre talep ederek, ‘ben önce bir avukatım ile görüşeceğim ve daha sonra size dönüş yapacağım diyerek’ karşılık vermesi vatandaşlarımızın maddi menfaati açısında oldukça elzemdir” ifadelerini kullandı.
“Bin düşünüp bir hareket edin”
Vatandaşların Tüketici Kanunu’na tabi olmayan sözleşmelere imza atmaları sonucunda bir takım problemler ile karşılaşmalarının kaçınılmaz olduğunu aktaran Özbek, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bilindiği üzere bu işi yapan 21 adet şirketin 1 Temmuz itibarı ile ruhsatları bir nevi iptal edildi. Bundan sonra ileriye dönük olarak bu işlemleri yapamayacaklar. Vatandaşlarımız bu 21 adet şirketin adlarını öğrenmeleri ve bu tarz iş yapamayacak şirketler ile masaya oturmamalarını tavsiye diyoruz. Öte yandan bu işi yapmaya devam eden şirketler açısından da vatandaşlarımız her ne kadar krediye bulaşmadan ev ve araç sahibi olmaya çalışsalar da kendilerinin bu tüketicinin korunması hakkında kanuna tabi olmayan sözleşmelere imza atmaları nedeniyle ilerleyen süreçte problemle karşılaşmalarının kaçınılmaz olduğunu belirtmek istiyoruz. Bu nedenle işin en başında bin düşünüp bir hareket etmelerini kendilerine tavsiye ediyoruz. Çünkü tüketicilerin sistemden çıkarken maddi anlamda büyük mağduriyetler ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz.”