Cumhuriyet Halk Partisi’nin en düşük emekli maaşının asgari ücret kadar olması teklifi Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarıyla reddedildi.
EMEKLİLER İÇİN VERİLEN ÖNERGE REDDEDİLDİ
Cumhuriyet Halk Partisi’nin en düşük emekli maaşının asgari ücret kadar olması teklifi Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarıyla reddedildi.
Önerge üzerine konuşan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Açlık sınırının 4 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede en düşük emekli maaşını 2 bin 500 lira yapmak emekliyi açlığa mahkum etmek demektir. Emekli kimdir? Emekli, bu ülkenin anasıdır, babasıdır. Hiç insan anasını babasını açlığa mahkum eder mi? Etmez. İşte bu zalim iktidar ediyor, yazıklar olsun.” diye konuştu.
Arık, “Daha yeni yılın ilk dakikalarında doğal gaza yüzde 25, elektrik faturalarına kademeli olarak yüzde 100’ün üzerinde zam yapıp ‘Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz.’ deyip, ‘En düşük emekli maaşı 2.500 lira oldu, müjde.’ diye açıklama yapmak kelimenin tam anlamıyla adaletsizliktir, vicdansızlıktır, ayıptır. Açlık sınırının 4 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede en düşük emekli maaşını 2 bin 500 lira yapmak emekliyi açlığa mahkum etmek demektir. Emekli kimdir? Emekli, bu ülkenin anasıdır, babasıdır. Hiç insan anasını babasını açlığa mahkum eder mi? Etmez. İşte bu zalim iktidar ediyor, yazıklar olsun. Bugün emekli 100 gram et alamıyor, köye gidip kuzu da kesemiyor, bırakın kuzu kesmeyi tavuk bile kesemiyor, eti bayramdan bayrama zor görüyor. Emekli, domatesi kiloyla değil, taneyle alıyor. Doğal gaz faturalarının altında ezilmemek için kat kat giyiniyor. Romantizm olsun diye değil, elektrik faturaları çarpmasın diye mum ışığında oturuyor. Spor olsun diye değil, bayramlarda harçlık veremedikleri torunlarından kaçıyor. Kara kışta Halk Ekmek büfelerinde ucuz ekmek için saatlerce kuyruk bekliyor.
Hele bir de emekli dul ve yetimler var ki onların aralarında 627 lira aylık alanlar var. Şimdi, soruyorum size: Bu ücretle bir ay geçinilebilir mi? Bırakın bir ay geçinmeyi, doğal gaz faturasını dahi ödeyemez. Bu insanlar ısınmayacak mı, ekmek yemeyecek mi, su içmeyecek mi? Sayın milletvekilleri, emekliler de insan, emekliler de bu ülkenin vatandaşı, emeklinin de insanca yaşamaya hakkı var ve bunu sağlamak da siz bu iktidarın görevidir. Geliniz sayın milletvekilleri, en düşük emekli maaşını hiç olmazsa asgari ücret seviyesine çıkartalım” diye konuştu.
AK Parti iktidarının hayırsız evlat gibi ülke kaynaklarını sattığını belirten Arık, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sayın Erdoğan Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde ‘Ülkemizde hukukta, demokraside ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlattık.’ dedi. Ne zaman? 7 Aralık 2007’de. Hani nerede bu reformlar? Hani nerede? Siz fabrikalar kurdunuz da biz mi görmedik? Üretim yapıyorsunuz da biz mi görmüyoruz? Yani reform kim, siz kim. Sizin reform anlayışınız babalar gibi satmaktan ibarettir. Hayırsız evlat gibi ne varsa sattınız ve yediniz, bu milletin kefen parasını bile harcadınız. Şimdi, el âlemden avuç açıp para dileniyorsunuz. Onlar da ‘Size para veririz ama bir şartla.’ diyorlar. Şart ne? ‘Merkez Bankasına yatıracağımız paraya haciz konulmayacağına garanti verin, bu konuda kanun teklifi çıkartın, verelim.” diyor. Siz ne yapıyorsunuz? ‘Hayhay, derhâl, çıkartırız. Çoğunluğumuz var, emriniz olur.” diyorsunuz. Vallahi sizi bilmem ama bu tavır bu milletin bir ferdi olarak benim gücüme gidiyor, kanıma dokunuyor. Bir de kalkıp ‘Yerliyiz ve milliyiz.’ diyorsunuz. Böyle millilik yere batsın, böyle yerlilik yere batsın.
Gerçekten söylediğiniz gibi hukukta, demokraside, ekonomide reform seferberliği başlatsaydınız, bugün emekliyi açlığa mahkûm etmeyecektiniz. Gerçekten samimi olsaydınız, el âleme avuç açıp para dilenmeyecektiniz. Bu ülkenin göz bebeği kurumlarını babalar gibi yabancılara satmayacaksınız ama velhasıl samimi değilsiniz. Yalancı çoban gibisiniz, artık size kimse inanmıyor, kimse size güvenmiyor ama milletimiz müsterih olsun, bu harami düzenin sonu geldi. Yani hani araç garantili yol yaptınız ya, hani hasta garantili hastane de yaptınız ya, hani yolcu garantili havaalanı da yaptınız ya, hani döviz garantili mevduat da getirdiniz ya, yapılacak ilk seçimde de bu milletimiz sizi bir daha geri gelmemek üzere, geri gelmemek garantisiyle sandığa gömecek ve ‘bay bay’ diyecek; geliyor gelmekte olan.”