15 TEMMUZ VE DARBELERİN ANATOMİSİ

Darbelerin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Her medeniyetin kendi geleneğinde darbeler yer almıştır. Ancak bazı darbeler yalnızca yönetim kademesine yönelik yapılırken; bazıları ise inanca, halka, özgürlüklere, geleneklere ve devlete karşı yapılmıştır. Yine bazıları yerel dinamikler sonucu gerçekleşirken; bazıları uluslararası / dış müdahaleler sonucu olmuştur. Ama Kur’an tarihi ve insanlık tarihinin kesin bir dille ifade ettiği […]

Yayınlama: 19.07.2023
A+
A-

Darbelerin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Her medeniyetin kendi geleneğinde darbeler yer almıştır. Ancak bazı darbeler yalnızca yönetim kademesine yönelik yapılırken; bazıları ise inanca, halka, özgürlüklere, geleneklere ve devlete karşı yapılmıştır. Yine bazıları yerel dinamikler sonucu gerçekleşirken; bazıları uluslararası / dış müdahaleler sonucu olmuştur. Ama Kur’an tarihi ve insanlık tarihinin kesin bir dille ifade ettiği gibi; hiçbir peygamber darbeci olmamıştır. Başka bir ifade ile peygamberlik geleneğinde darbelere yer yoktur.

Müslümanların tarihinde (sultan, melik, halifelere yönelik) yer alan darbe girişimleri yönetime karşı olmuştur. Din, inanç, özgürlükler, tarih ve halka karşı halka rağmen yapılmamıştır. Müslüman olmayan milletlerde ise ya da batıl ideoloji geleneğinde halka rağmen halka karşı gerçekleştirilmiştir.

Marksist gelenekte darbelerin ilkini Rus Bolşevik darbesi oluşturur. Ekim Darbesi/Devrimi, Rusya’da 25 Ekim 1917’de, Petrograd’daki geçici hükûmetin devrilerek iktidarın Lenin önderliğindeki Bolşeviklere geçmesini sağlamıştır. Darbenin/devrimin başarıya ulaşması için hemen Çeka, ilk istihbarat ve güvenlik teşkilatı kurulmuştur. Kısa sürede muhaliflerini imha etmek üzereÇeka operasyonlara başlamıştır. Stalin döneminde; 3 ila 20 milyon arasında insan çalışma kampları, zorunlu kolektivizasyon, kıtlık ve yargısız infazlardan dolayı ölmüştür. Lenin ve Stalin dönemlerinde (1921-1952) siyasi bahanelerle tutuklananların sayısı 4 milyon olarak tahmin edilmektedir. Bunların 800 bini kurşuna dizilereköldürülmüştür.

Marksist darbe geleneğine 2. örnek olarak Mao Zedong verilebilir. Mao 1 Ekim 1949’da Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda yaptığı açıklamayla Çin Halk Cumhuriyetini ilan eder.Çin Komünist Darbe/Devrim’i lideri, “İleri Büyük Atılım” ve “Kültür Devrimi” adını verdiği iki adet sosyal programa sahipti. İktidara geldiği ilk beş yılında 5 Milyondan fazla insanı idam ederek veya işçi kamplarına göndererek öldürtmüştür.

Demokrasilerde darbelerisoftpower olarak tanımlamak mümkündür. 1492′de keşfedilen Amerika Kıtası, bu tarihten itibaren insanlık tarihinin en büyük cinayetlerine sahne oldu. ABD, resmi olarak 4 Temmuz 1776 tarihinde Kızılderililerin kanları üstüne kurulmuştur. Her bir Kızılderili’nin öldürülmesi için resmi olarak 5 dolar ödeyen ABD toplamda 70 Milyon Kızılderili’yi katletmiştir.20. Ve 21.yy. Afganistan, Irak, Suriye, Mısır ve Sudan demokratik darbe ürünleri…

Ortadoğu’nun tarihi darbelerle doldur. Türkiye’de bundan nasibini almıştır.İhtilal ve darbe aynı şey değildir şüphesiz. Arasında farklar vardır.  İhtilal halk tarafından yapılır.  İhtilalde halk organize olur ve yaşadıkları toplumun siyasi, ekonomik ve sosyal yapısını değiştirmek ister. Darbe ise ordu (oligarşi) tarafından gerçekleştirilen bir ayaklanma olarak bilinir. Darbede öncü rolü silahlı bürokrasi üstlenir. Yönetimi devirmek ya da hükümeti istifa ettirmek amacıyla zor kullanır. Darbelerde halk rol almaz. Halka rağmen yapılır.

Osmanlı Devleti sonrası, Türkiye’de yeni rejimin gelişinin bir ihtilal değil darbe olduğunu;  M. Kemal’inKastamonu konuşması açık bir şekilde anlatır. “Türk Milletinin son asırlarda geri kalmasına neden olan bütün kurumları kaldırarak yerine milletin karakterine, şartlara ve çağın gereklerine uygun ve ilerlemeyi sağlayacak yeni kurumlar kurmak ve Türkiye’yi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkartmaktır.”Yeni sistemin gelişi halkın talebi ayaklanması sonucu yani ihtilal değil bir darbe sonucu gerçekleşmiştir. Şu bir gerçektir ki Osmanlı halkı Halifeye ve saltanata karşı ayaklanmamıştır. Kemalist devrimlere iştirak etmemiştir. Yine Kuvayı Milliye ruhu Osmanlı devletine ve düzenine karşı değil, işgalci güçlere karşı oluşmuştur.

Kemalist ilkelerin yerleşmesi için İstiklâl mahkemelerinin verdiği idam kararları; resmi kayıtlara göre gerçekleşen infaz sayısı 1.630 kişidir.Dersim ve Şeyh Sait kalkışması, zorunlu göç uygulamalarını, her türlü muhalefeti susturan Takrir-i Sükûn Kanunu’nu, İstiklal Mahkemelerini, muhalefetin idamla yargılanmasını ve bazılarının idam edilmesinin sonuçları daha da korkunçtur.“Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir” M. Kemal.

Devrim/İnkılap, ihtilal ve darbe tüm bunların adı bilimsel tanımı arşivlerde yerini almıştır. Şimdilerde ve tarih sahnesinde ortaya konulan girişimler; darbe geleneğine uyuyorsa darbedir. İhtilal geleneğine uyuyorsa ihtilaldir ve bir halk hareketidir. Darbelerde halk yer almaz. Ve halka rağmen yapılır. Rengi ne olursa olsun darbelerin anatomisi; oligarşik yapının halka ve hakka rağmen gerçekleştirdiği, şiddet temelli bir eylemdir. Bu çerçevede 15 Temmuz 2016 oligarşik yapı öncülüğünde, silahlı bürokrasinin üstlendiği girişim bir darbe girişimidir. Tayfalarını en alt kimsesiz cemaat fertlerinin oluşturduğu, güvertede ise cemaatin Karun ve Belamlarının ve de kaptan köşkünde CIA, MOSSAD, MI6’nın oturduğu girişim; Post Modern darbe girişimi olduğunu söylemek siyaset bilimine aykırı olmayacaktır.

Türkiye ve İslam dünyası bu darbe girişimine destek vermedi…

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.