Geçen hafta mezunu olmaktan gurur duyduğum okulumuzun (İHL) okul aile birliği toplantısına katılmak üzere konferans salonunda toplanmıştık. Müdürümüz yeni gelmesine rağmen yıllarını eğitime adamış birisiydi. Yapıcı uslübu, motive edici konuşması, personelle uyumu, yerli olması ve öğrencilere pozitif yaklaşımı benim bir hayli dikkatimi çekmişti. Hatta konuşmaları bittikten sonra gider ayak müdürüm Hayati İnanç gibisiniz, duygu coşku,hitabet […]
Geçen hafta mezunu olmaktan gurur duyduğum okulumuzun (İHL) okul aile birliği toplantısına katılmak üzere konferans salonunda toplanmıştık. Müdürümüz yeni gelmesine rağmen yıllarını eğitime adamış birisiydi. Yapıcı uslübu, motive edici konuşması, personelle uyumu, yerli olması ve öğrencilere pozitif yaklaşımı benim bir hayli dikkatimi çekmişti. Hatta konuşmaları bittikten sonra gider ayak müdürüm Hayati İnanç gibisiniz, duygu coşku,hitabet ne ararsan var etkiledi mi sizi?diye sorduğumda, tebessüm ederek ‘Yoo, O benden etkilenmiştir’ demişti.
Konuşmasına devam ederken bir ara verimli sonuçlar almamız için velilerimizle birlikte ‘ORTAK DİLİ KULLANMALIYIZ’ ifadesi dikkatimi çekmişti. Bu kelimeyi hemen telefonumun not defterine kaydettim. Çünkü benim için önemli bir cümle, önemli bir kelimeydi bu. Müdür bey, ne demek istemişti , bu cümleden kastı neydi?
Yoksa bizler bu zamana kadar çocuklarımızla iletişime geçerken hep farklı dili mi kullandık/ kullanmışız da haberimiz olmamış?
Zira ‘ORTAK DİLİ KULLANMAK’ cidden önemliydi. Çünkü bir ulusu ulus yapan değerlerden bir tanesi de dildir, dil birliğidir. Dil sadece konuşma aracı degil aynı zamanda duygu ve düşüncelerimizi de ifade etmeye yarayan kelimeler bütünüdür. Bunun adına edebiyat da diyebiliriz. Dili konuşmak , kullanmak önemli olduğu kadar nerede ne zaman ne kadar konuşulacağını bilmekte çok önemlidir. Daha açık ve net bir ifadeyle konuşmak kadar susmak da bir erdemdir. Çevremizde olup bitenlere baktığımızda aileden tutunda eğitim, spor,magazin,siyaset ve daha bir çok alanda dil ve uslup konusunda yanlış anlaşılmaların olduğunu görmekteyiz. Öğle degil mi? Bir çok siyasetçi atar tutar sonra yanlış anlaşıldım der. Arkasından hemen tekzip eder.İşte bütün bunların sebebi iletişimdeki uslup hatalarından kaynaklanır. Neden? Çünkü iletişimin temel aracı dildir, usluptür.Sözcükler kadar sözün nasıl ifade edildiğide önemlidir.İslam kaynaklarında “kelamı kibar” ve “yumuşak söz”(kavlen leyyinen) söylemi uslub olarak benimsenmiştir. Diğer yandan dilin eyleme dönüşmesine hâl diyoruz.Yani insan kendisini ya kâl ile ya da hâl ile ifade eder.Büyükler, sözün ustası olanlara kâl ehli ve hâl ehli derlermiş.
Müdür beyin (Sami ÇELEBİ) ‘ORTAK DİL KULLANMA’ vurgusu yapmasının gerekçesini eğitimin önemine binâen kalitenin artması, öğrencilerin derslerine odaklanması, devamsızlık yapmamaları,okulla ilgili uyum problemi yaşamamaları, özellikle sınavlara gayretli bir şekilde hazırlanıp hayallerini gerçekleştirmeleri için yaptığını düşünüyorum. Diğer bir ifadeyle sayın velilerimiz! Öğrencilere söylediklerimizin aynısını sizlere de söylüyoruz. Sizler işin takipçisi olun.Bu konuda bize destek verin. Ebeveyin olarak evde siz, okulda biz bu işi birlikte götürelim.Birlikten güç, güçten de başarı hasıl olur diye yorumlamak lazım.
Evet,ORTAK DİL KULLANMANIN hem sosyal hayat da hem de eğitim hayatında kişiye pozitif katkılar sunacağı kesin.
Yavrularımızın yarınlar adına başarılı olmasını istiyorsak bu başarının mimarları öncelikle öğrencide yani ilmi talep edende sonra öğretende sonrada velide olduğunu unutmayalım.
Bu vesile ile bizleri eğiten yetiştiren öğretmenlerimiz başta olmak üzere tüm emektar öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLAR, ahirete intikal eden eğitimcilerimize yüce Allah’tan mağfiret dilerim.
Selam ve dua ile