BU GÜVENSİZLİK NİYE ?

TÜİK  işsizlik ve enflasyon verilerini açıklar

İnanmam!

ÖSYM yerleştirme sonuçlarını açıklar

Güvenmem!

İçişleri  bakanı mülteci sayılarını açıklar

İnanmam!

Yargıtay darbeciler hakkında karar verir

Güvenmem!

YSK seçim sonuçları açıklanır

Güvenmem!

RTÜK izlenme oranlarını  açıklar ya da yayın cezası verir. Güvenmem!

Dost ve müttefik ülke Katar,Sudan,BAE

İnanmam!

Stratejik ortağımız ABD, Rusya, İsrail

Güvenmem!

Derbi maçı sonrası yenilince İnanmam! hakem şike yaptı.

Birde tutturmuşlar Babana bile Güvenme diye!

Pes doğrusu devlete güvenme, babana güvenme, Kadıya güvenme,Fetvaya inanma

İyi de nereye kadar?İnanmam…. Güvenmem…

              ***

Gündem her gün yeni bir tartışma konusuna gebe. Hasılı topyekûn tartışma içerisindeyiz. Kimse kimsenin elindeki verilere inanmıyor, inanası gelmiyor.

Herkes kendi kanalında kendi şeyhini görmek  istiyor. Oysa doğruların sadece kendilerinde olduğu hissine kapılanlar yanılgı içerisindedir.  Tek kaynaktan tek kanaldan beslenmek  kişiyi afyon vermiş gibi zehirler.

AHİM’e,FED’e,BM’ye,İMF’ye falanca ülkenin falanca dergisindeki falanca gazetesindeki manşetine inanıp da kendi ülkesindeki verilere inanmayana şaşarım.

Bu güvensizlik sarmalından bir an önce kurtulmamız  gerekir. Devletin verilerine, kurumlar tarafından yapılan resmi açıklamalara inanmak ve itimat etmek gerekir.Devlet arşivleri  tarih niteliğindedir. Hangi alanda olursa olsun çok yönlü araştırmalar yapılmaktadır.İsteyen bir çok istatistik bilgilere ulaşabilir.

Kanaatim şudur ki devletin selahiyyeti, bekası, toplumun huzuru ve kişisel verilerin mahremiyeti için  bazı bilgilerin gizli kalması, güncellenmesi, tekzip edilmesi  gerekiyorsa bunu da makul ölçüler çerçevesinde  doğal karşılamak gerek. Tabiki bütün bunlar yapılırken şeffaflık,hakkaniyet ve hesap verilebilirlik ayrı bir önem arz etmektedir.