İKİ HANIM/İKİ YORUM

Tarihte iz bırakanlar, serden geçenler hep var oldu var olmaya da devam edecek. Kişiler kendi gündemini oluşturur kendi tarihini yazarlar âdeta. İki farklı karakterden bahsedeceğim. Biri savunduğu hak-hukuk, baş örtüsü ve adalet mücadelesiyle öne çıkarken, diğerieğitime, öğrencilerin enerjik ve sağlıklı beslenmesine verdiği mücadeleyle.Evet,İki hanfendiden bahsediyorum. İkisideKayseri’li. İkisinin adı da Şule Yüksel.

Bir farkla… Mütefekkir, muhafazakâr ve mütedeyyin olan Şule hanım evlendikten sonra  Şenler soyadıyla da anılmıştır. Aynı şekilde gazeteci yazar,aktivist İslam ve kadın hakları savunucusu olan Şule Yüksel’in  kendine ait Huzur Sokağı, Bize ne oldu, İslam’dakadın, Uygarlığın gözyaşları gibi çok sayıda kitapları mevcuttur.2019 da vefat etmiştir. Kendisine Allahtan rahmet diliyorum.

Annem beni imam hatibe yazdırdığında  bir tanıdığın şöyle dediğini hatırlıyorum. “Buradaki eğitimde  fende var din de var. Bunun yanında spor da var görsel sanatlar da var. Tabi bunlar yetmez  saygı da olmalı  ahlak da”.

***

Toplum olarak her konuda ayrışmak zorunda mıyız? Ama maalesefoluyor, olacak. Bu hayatın bir gerçeği. Kutuplaşmalara alışmamız  lazım. Belki de bu bize iyi ve kötü niyetin işareti olarak Habil ve Kabil den kalma. Biri olmazsa diğerinin kıymeti anlaşılmaz.

Diğer hanfendi Şule Yüksel ise öğretmen. Kendisini tanırım. Bizim çocukların dersinede girmişti. Heyecandolu. Enerjidolu. Halk oyunları dersleri almış, disiplinli bir o kadar da özverili idi. Heröğretmen böyle olacak diye bir kural da yok. Yapı meselesi, yaratılış meselesi diyelim.

Şule öğretmen gibi çok az sayıda öğretmen vareğitim camiasında. Buradan diğeröğretmenlerimize haksızlık ettiğim düşünülmesin. Elbette onların emekleri de küçümsenemez.

Çoğu öğretmenin;

Gezinme!

Tepinme!

Ses yapma!

Kıpraşma!

Dolaşma evladım!gibi yüksek ses tonuyla yasaklayıcı emri vaki cümlelerine şahit olmuşuzdur.

Şule hanımı farklı kılansa  alışık olmadığımız bir tarz sergilemesi. Basma kalıp kuralların dışına çıkması.O ne diyor öğrencilerine?

Hopla,

Zıpla,

Bağır,

Sesime ses ver!

Açnefesini!….Tabi bunların hepsi derse başlamadan önce topluca yapılıyor.

Evde telefon tablet karşısında hantallaşan çocuklarımıza birde ders yükünün fazlalığı eklenince  bedenleri hayli yorulmakta. Bu, çoğu velilerinde muzdarip olduğu bir konu. Bu bağlamda düşünüldüğünde yorgunlukları atma, güne zinde başlama ve sağlıklı bir yaşam ve obezitelikten kurtulmak  içinMeb’in bu kararını önemsiyorum ve destekliyorum.

Bakmayın siz, kimi klavye şörlerin haddini aşarak;

Ayıptır,

Günahtır.

Bu mu sizin verdiğiniz eğitim?

Ne din kaldı ne iman!

Ahlaksız kadın! Diyerek haddi aşan  güruhlar bile var. Kötü söz sahibine aittir deyip yoluna revan olmalı  öğretmen hanım.

Sonuç olarak, sosyal ve fiziki aktivitelerin  çocuklara olumlu yansıyacağını unutmayalım.Elin adamı zinde kalmak için yoga yapıyor özel hocalardan terapi dersleri alıyor. Tırnak içinde söylüyorum “günahtır, edepsizliktir”  diyerek hocahanımı linç etmenin bir anlamı yok. Şule hanımın yaptıklarını   kültürel değerlerimizin bir parçası olarak düşünmek gerek.

Tebrikler Şule öğretmen!