SORUMSUZ, KURALSIZ MI OLDUK?

Kurallı olmak toplum, aile ve iş hayatında insanların hayatının düzenli yürümesi için ortaya konan kurallara uyması anlamına gelir. Aile hayatında vaktinde yatıp kalkma, temizliğe, ev düzenine uygun hareket etme, eşyalarını olması gereken yerlere dağınık değil düzenli koyma,bu sayede aradığını bulabilme, sofraya diğer aile fertleri ile birlikte hazırlanıp oturabilme, yemek anında adap kurallarına uygun davranabilme gibi […]

Yayınlama: 24.10.2021
A+
A-

Kurallı olmak toplum, aile ve iş hayatında insanların hayatının düzenli yürümesi için ortaya konan kurallara uyması anlamına gelir.

Aile hayatında vaktinde yatıp kalkma, temizliğe, ev düzenine uygun hareket etme, eşyalarını olması gereken yerlere dağınık değil düzenli koyma,bu sayede aradığını bulabilme, sofraya diğer aile fertleri ile birlikte hazırlanıp oturabilme, yemek anında adap kurallarına uygun davranabilme gibi davranışlardır.

İş hayatında işine vaktinde gelebilme, masasını, eşyalarını düzenli kullanabilmek, kılık kıyafetinin işyeri kurallarına ve ahlak kurallarına uygun olması, iş arkadaşları ile dayanışma ve yardımlaşma içinde asık suratlı değil güler yüzlü ve samimi, işini ciddiye alır olma, mahalle,sokak ve caddelerde trafik kurallarına uyma, yaya geçitlerinden geçip, kaldırımlarda kol kola değil tek sıra halinde başkasının bizi geçebilmesine uygun yürüme, kaldırım olan yerlerde kestirme diye dere tepe düz, taşların, çakılların, çöplerin olduğu boş araziden yürümeme.

Yaya isek mutlaka şehir içinde trafik kurallarına uyma, trafik işaretlerinin olduğu yerlerde trafik ışıklarına bakma, yeşilde geçip kırmızıda durma, ışıksız kavşaklarda öncelik yayanın olmasına rağmen dikkat ederek geçme, ışıklı kavşaklarda da yolun boş olmasına değil bizim hakkımız olan ışığının yanmasına göre geçme.

Otobüs duraklarında, parklarda, bahçelerde yüksek sesli konuşmayıp ahlak dışı davranış ve ilişkilerde bulunmama, toplu taşıma araçlarına sırayla ve önden binme, ineceğimiz duraklara varmadan kapıya yaklaşıp hazırlanma, taşıtlarda özürlülere, yaşlılara, hamilelere yardımcı olma, yüksek sesle sohbet ve telefon konuşması yapmama.

İdareci isek topluma tepeden bakmama, toplumun taleplerine anlayışla yaklaşma onları dikkatle dinleyip taleplerine çözüm üretmenin yollarına bakma, memur isek işimize zamanında başlama, vatandaşı velinimet bilip ona hizmet sayesinde maaş aldığımızı unutmadan sorumluluk içinde hizmet etme.

Yolda, piknikte tükettiğimiz yiyeceklerden artakalan çöpleri asla sağa sola savurmayıp çöp kutusu ya da bidonlarına koyma, etrafın kirlenmesine izin vermeme, denizlerimizin, akarsularımızın, ormanlarımızın kirlenmesine asla izin vermeme.

Saydıklarımın hepsi toplum ve şahıs hayatımızda uymamız gereken görgü, nezaket ve sorumlu insan olma ile ilgili kurallardır. Toplumumuzun büyük bölümü bu kurallara uymakla birlikte ne yazık ki azımsanmayacak bir bölümü bu kurallara uymadığı için denizlerimiz, ormanlarımız, sularımız kirlenmektedir. Her yıl binlerce insanımız trafik kazalarında yaralanmakta ve hayatını kaybetmektedir. Her yıl binlerce insanımız devletle ilgili işlerinde mağduriyet yaşamakta, binlerce memur ve amir hakkında görevini yapmadığı için soruşturmalar açılmakta, parklarda ve mesire alanlarında binlerce olumsuzluk yaşanmaktadır.

Sanırım görgü kurallarını öğrenme ve sorumlu insan olarak yetişmenin en önemli yeri önce aile sonra okuldur. Sorumlu aileler evlerini çocukları için adabı muaşeret ve sorumluluk merkezi haline getirebilirlerse, okullarımıza adabı muaşeret ve sorumluluk bilinci dersleri konur ve sorumlu öğretmenlerce dersler işlenirse sanırım çok güzel sonuçlar alırız. Unutmayalım zararın neresinden dönersek orası kârdır.

Selam ve dua ile

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.