OMURGALI OLAMIYORLAR!

  Şurası kesin ki, başlangıçta Türkiye, Suriye ile ilgili konularda vahim hatalar yaptı; bunu teslim edelim.   Aslında bilerek bir hata değil, bir planın ters tepmesi, güvenilen kimi devletlerin oyunlarını değiştirmesi ve ülkenin Eset hükümeti ile başbaşa kalması ile zorlu, telafisi zor bir sürecin içerisine girmiş olduk, daha doğrusu ateş çemberinin ortasında bulduk kendimizi.   […]

Yayınlama: 20.08.2021
A+
A-

  Şurası kesin ki, başlangıçta Türkiye, Suriye ile ilgili konularda vahim hatalar yaptı; bunu teslim edelim.
  Aslında bilerek bir hata değil, bir planın ters tepmesi, güvenilen kimi devletlerin oyunlarını değiştirmesi ve ülkenin Eset hükümeti ile başbaşa kalması ile zorlu, telafisi zor bir sürecin içerisine girmiş olduk, daha doğrusu ateş çemberinin ortasında bulduk kendimizi.
  Hedef, plan, amaç doğru idi. Bir diktatör gelenek ve onun son temsilcisi Eset yıkılacak, yerine demokratik seçimlerle gelen idareciler seçilecekti.
 İlk bakışta zaman, konjonktür ve şartlar bu değişim için hazır, güçlü devletlerin kimisi göz kırpıyor, kimisi ise sessizdi.
 Göz kırpıp destek vereceklerin, başta ABD olmak üzere geri adım  atmaları; sessiz duranların, başta Rusya olmak üzere olaya müdahil olup karşımıza dikilmeleri , savaşa hazır olduklarını göstermeleri ve zaman zamanda direkt ya da indirekt yoldan ülkemizle savaşmaları hesap edilemeyen bir durumdu.
İşin aslına bakılırsa çok vahim ve öngörülemeyen bir hataydı.
  Rejimin, İran ve Rusya’nın bombalarından kaçan çocuk, yaşlı, kadın, erkeklerden oluşan çaresizlerin ülkemizin sınırlarına dayanmaları karşısında; bir müslüman bir akraba, bir komşu, hatta bir insan olarak kucak açmamamız düşünülemezdi.
  Öngörülemeyen, hesaplanamayan, düşünülemeyen; bu kadar çok insanın ülkemize gelmeyeceği, bombardımanın duracağı, Birleşmiş Milletlerin, ABD, Rusya, Çin gibi devletlerin devreye girip  bir yerde bu katliamı durduracakları düşünülüyordu.Çünkü, dünya kamuoyu önünde  sürdürülemeyecek bir süreçti.
 Ne yazık ki, bu devletler bu durumu bir fırsata çevirmek, faydalanmak işgal etmek, doğal kaynaklarına çökmek,deniz kıyılarında konuşlanmak; en önemlisi de Türkiye’yi çok zor duruma sürüklemek için
harekete geçtiler ve epey de başarılı oldular.
  Ülkemizdeki kalabalık Suriyeliler bir sıkıntı halini aldı. Elbette ki işinde gücünde, ticaretinde, geçiminde olan ve Türk ekonomisine katkı sağlayan çok sayıda suriyeli vardır.
 Bunların hepsi de burada kalmaya can atıyor değiller.Uygun şartlar ve imkânlar olsa başta kendi ülkelerine, olmazsa başka bir ülkeye gideceklerdir.
 Kalabalık bir toplulukta yanlış yapanlar elbette olacaktır. Bunu genellemek çok yanlıştır, hele hele bir müslümana asla yakışmaz.
  Bunların onurlarını kırmak insanlıkla bağdaşmaz.
 Yanlış yapan, sorun teşkil edenler, uyum sağlayamayanlar sınır dışı edilmeli, devlet tarafından önlemler alınmalıdır.
  Yaptıkları bir mangalı da çok görüp başlarına kakmamalı; ayıp oluyor…
  İkinci bir sorun Afganistan meselesidir. Zaten ülkemizde hatırı sayılır sayıda Afganlı gençler vardır. Eğer bunlar olmasa ülkemizde çoban bulunmayacak. Dağlarda, besi çiftliklerinde çok sayıda Afganlı çalışmaktadır.
  Suriyelilerde olduğu gibi, bunlarda da yanlış yapanlar oluyor, bunlara da devlet önlem almalıdır.
  Hızlıca, hala kimsenin anlayamadığı bir şekilde Taliban iktidarı silahsız, kansız ele geçirdi.  Başta ABD, Çin, Rusya,İran,AB ülkeleri Taliban hükümetini onayladılar, işbirliğine hazır olduklarını deklare ettiler.
 Dünyaya ve özellikle Türkiye’ye ılımlı, olumlu, dostluk ve kardeşlik mesajı verdiler.
  Özellikle Suriye tecrübesi olan Türkiye bu konuda dikkatli adımlar atmak zorunda ve atıyor da.
Taliban hükümeti ile işbirliğine hazır olduğunu en yetkili ağızdan ilan etti.
 Sorun ne? Sorun, zehirlenmiş Türkiye’deki kimi omurgasız, tutarsız, çapsız muhalefettir.
  Gerçekten iğrenç tavırlar sergiliyorlar. Suriye’de, neden Eset rejimi  ile işbirliği yapmadınız diye yıllarca höykürenler, şimdi farklı bir ciyaklama içinde bağırıyorlar. Taliban dinci, kafa kesici, diktatör, şeriatçı…Eset neydi pekala?
  Tutarlı ve omurgalı olun. Tüm dünyanın kabul ettiği bir yönetim var; sınırları ve bayrakları var. Ülke menfeati için her türlü diyaloğa ve işbirliğine girersiniz.
 Afganistan’dan kaçanların ülkemize girmesini önlemek için yoğun sınır önlemleri alınıyor, hatta dikenli, telli duvarlar. örülüyor. Bu kadar tedbirlere rağmen muhalefet alelacele, Afganlı lar ülkeye akın ediyor çığırtkanlığı yapıyorlar. Yalan diz boyu.
  Hem, ta Afganistan’dan kaçanlar, Türkiye’ye gelene kadar çok sayıda daha yakın devlet var; neden oralara gitmesinler?
  Acı tecrübeler yaşamış ve denetim kazanmış bir hükümetin bu hatalara düşmeyeceğine,en doğru olan kararları alacağına gönülden inanıyoruz.
 Aksini düşünmek akla ziyan bir hal olur.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.