Kuyuya bir köpek düşüyor, çırpınıyor günlerce aç susuz… Yavaş yavaş ölüme teslim oluyor. Bunu gören derhal harekete geçiyor, her türlü tehlikeyi göze alarak bu köpeği kurtarıyor. Bu arada köpek, birkaç kez elini ısırıyor adamın. Adamın niyeti belli, ama köpek bunun farkında değil. Pekala, insanoğlu bundan sonra hayvanlara yardımı bırakıyor mu? Hayır. Bunun bilincinde olan insanoğlu, […]
Kuyuya bir köpek düşüyor, çırpınıyor günlerce aç susuz… Yavaş yavaş ölüme teslim oluyor.
Bunu gören derhal harekete geçiyor, her türlü tehlikeyi göze alarak bu köpeği kurtarıyor. Bu arada köpek, birkaç kez elini ısırıyor adamın.
Adamın niyeti belli, ama köpek bunun farkında değil. Pekala, insanoğlu bundan sonra hayvanlara yardımı bırakıyor mu? Hayır.
Bunun bilincinde olan insanoğlu, hayvana hiç bir zaman suç bulmuyor.
Bir daha ki sefer, kendisini köpeğin dişlerinden korumak için önlem alıyor, yardımını o şekilde yapıyor.
Bu karşılaştırma akıl sahibi bir cinsle, içgüdülerine göre davranış sergileyen bir tür arasında olmaktadır.
Pekala, aynı cinsten iki canlı arasındaki iletişim biçimi nasıl oluyor?
Kimi zaman, köpeğin davranışından farklı bir şey yapmıyorlar. Aradaki fark; köpek bu işin şuurunda değil, insan ise birebir farkında.
O halde mesele ne? Mesele, tinet meselesi…
İnsanoğlunun nankör, cahil, aceleci, iyiyi istediği gibi, şerri de; hem kendisi için , hem de başkaları için isteyebileceği, Yaratan Mevla’mız tarafından bizlere sıklıkla bildirilmektedir.
İnsanoğlu , kendisine yapılan iyilikleri acaba unutuyor mu, unutturuluyor mu, ya da var olan bazı negatif duygular baskın çıkıp hakikati örtüyor mu?
İnsanın manevi yapısı, ruh hali, psikolojik davranışları incelendiğinde, insanda varolan negatif ve pozitif güçlerin sürekli çatışma hâlinde olduğu görülür.Vicdan, iyi niyet, şefkat, merhamet, bağışlama gibi iyi duyguların yanında, rezilet dediğimiz, kıskançlık, öfke, kin, gazap, şiddet, ego gibi negatif güçler, bunlardan bir kaçını oluşturuyor.
Madem insanız, aklımız, fikrimiz, irademiz var; o halde toplum neden kaos içerisinde? Baskın güçler neden negatif, olumsuz güçler?
Oysa irade , her türlü gücü bertaraf edecek güçte ve donanımdadır.
İnsanoğlu cesaretle irade kullanımını ele almadığı, kimi zaman kullanmanın zor olduğu, zaman zaman da bedel istediği için; ayrıca kendisini helake götürecek güçleri uygulamanın daha kolay ve kısa süreli cazibeli olması sebebiyle negatif güçlere teslim olmaktadır.
Nankörlük, isyankarlık, ihanet, vefasızlık en belirgin insan davranışlarıdır.
Akıllı, idaresini kullanan, iyi melekeleri kendisine dost edinen insanlar, doğru bildikleri yolda ilerler, kınamacının kınamasından, hainin ihanetinden, kıymetsizlikten, dedikodudan, çelmelerden, iftiralardan, dedikodudan zerre miktar etkilenmez, gayretine devam eder, başa geleceklere sabreder.
Çünkü O aklı, iradesi ve hedefi uğrunda yol almaktadır. Bu uğurda çekilen çileler, atılan taşlarla yaralanmalar, işitilen küfürler, kutsaldır ve alınacak güzel sonuç için kayda değer şeyler değildir.
Peygamberimiz’de(sav) ve İslam tarihinde bu tür olaylarla karşılanmış, en güzel şekilde sıvıştırılmıştır.
Taif dönüşünde taş yağmuruna tutulan, kan-revan içerisinde kalan Peygamberimiz’e, Allah tarafından gönderilen Cebrail(as); istediği taktirde dağı o halkın üzerine kapatacagını söylediğinde O, buna asla razı olmamış ve alemlere örnek teşkil edecek şu sözünü söylemiştir: “Onlar bilmiyorlar, cahiller; ola ki onların neslinden bu dine büyük hizmetler edecekler gelebilir”.
Gerçekten de onların neslinden, nice islam mücahitleri çıkmıştır.
Gerçek ortada iken, irade sahiplerinin hızlı girdikleri yolda çabuk yorulup pes etmeleri, inleyip sızlanmaları, şikayetçi olmaları ne ile izah edilebilir?
İki kolay ve anlaşılabilir nedeni vardır:
BİRİNCİSİ, GİRİLEN BU YOLDA İRADE ZAYIFLIĞI, DAYANMA GÜCÜ VE AZMİNİN ZAYIFLIĞI.
İKİNCİSİ DE, HEDEFİN MAHİYETİ.
Siz eğer yapılan iyiliklerin ve hizmetin karşılığını bu dünyada görmek istiyorsanız; yanlış hedeftesiniz demektir.Görsünler, desinler, bilsinler, pohpohlasınlar ya da bir menfeat için yaşadığınız bu süreç sonucunda elde kalan bir hiç , derecesi de sıfırdır.
Dünyada, insanoğlundan beklentinin karşılığı budur.
Tüm bunlara rağmen, kuyudan kurtarılan köpek, eminim ki size kuyruğunu sallayarak bir minnet davranışı sergileyecektir. İnsandan, çoğu zaman, böyle bir davranış görmek bile imkansızdır.
Sen yemi denize at da balık bilmezse Halık (Yaratan) bilir demişler.
İnsanoğlundan bahsederken, elbette ki genelleme yapmıyoruz. Bu tür davranışlar sergileyen kesimden bahsediyoruz.Bu kesimin etkisi, tesiri, sesi daha çok olduğu için bunlar mevzubahis edilmektedir.
Küflenmiş ruhlu, hasetçi, nefret ve intikamcı insanlardan; çoğu zaman köpeklerden gördüğünüz bir pişmanlık mihnetini bile göremezsiniz.
O hâlde beklentileri, hedefi, amacı iyi belirlemeli, karşılığının kimden alınacağı hesap edilmeli ve o yönde irade ortaya konmalıdır ki, doğru olan da budur.
Selam olsun böyle bahtiyar kullara! Sesleri çıkmasa da sayıları hayli fazladır.
Bir selam da, kıymet bilen nice insanoğluna olsun!