Türkiye nüfusu resmi rakamlara göre seksen dört milyon olarak belirlenmiş; gerçekte ise en az sekiz yüz kırk milyondur. İbn-i Haldun ” coğrafya kaderdir” demiş ama, Türk milletinin varoluşu, dini ve ahlaki değerlere sahip olması, yüklendiği yüksek manevi sorumluluk da bir kaderdir. Öyle ya, sadece fiziki çizgilerle sınırlandırılmış bir ülkeniz ve sorumluluk alanınız yok; dini […]
Türkiye nüfusu resmi rakamlara göre seksen dört milyon olarak belirlenmiş; gerçekte ise en az sekiz yüz kırk milyondur.
İbn-i Haldun ” coğrafya kaderdir” demiş ama, Türk milletinin varoluşu, dini ve ahlaki değerlere sahip olması, yüklendiği yüksek manevi sorumluluk da bir kaderdir.
Öyle ya, sadece fiziki çizgilerle sınırlandırılmış bir ülkeniz ve sorumluluk alanınız yok; dini birlik, akrabalık, ahlak, erdem; daha doğrusu onurlu bir millet olarak yüklendiğiniz çok geniş bir mesuliyet alanınız var.
Nerede bir zulüm, açlık, işkence, hastalık, anlaşmazlık, iç savaş, ülkeler arası çatışma var; bu, Türkiye’nin doğal bir sorunu oluyor; daha doğrusu bu soruna sessiz kalamıyorsunuz.
Başka milletler ve devletler , sorunun öznesi veya bir parçası iken, Türkiye çözümün, anlaşmanın, barışın, haklının yanında yer alan bir konuma sahiptir.
Çin zulmünde inileyen Doğu Türkistan Uygur Türkleri’nden, Balkanlarda Bosna- Hersek’e; Myanmar, Bangaldeş, Pakistan, Filistin, Afrika ülkeleri, Irak, Suriye’ye kadar; hatta son örneği Venezuella’da olduğu gibi Latin Amerika ülkelerine kadar geniş bir hinterlandtan, hatta dünyanın her bir bölgesinden ; kendisini sorumlu hisseden, yapıcı, uzlaştırıcı, menfeat beklemeyen, özveride bulunan ikinci bir devlet ve millet yoktur yer yüzünde.
Bu millet, insanlık için Allah’ın yaratıp yeryüzüne gönderdiği, sevdiği; onların da Allah’ı sevdiği onurlu ve şerefli bir millettir.
Merhum Necip Fazıl ‘ın Sakarya Şiirinde,” Ne ağır yüktür başındaki Sakarya/ Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya” dizelerinde bahsettiği gibi bu milletin yükü çok ağır.
Tüm emperyalist, kapitalist, siyonist, işgalci, sömürgeci devletler ve liderlerinin olduğu, zalim, fitneci, gaspçı, acımasız bir dünyada; bu insanlığın, adaletin, barışın temsilci bir devlet ve onun cesur, onurlu, ferasetli, dik duran, bükülemeyen bir lideri vardır.
Ona , “Dünya Lideri”dediğimizde, hop oturup hop kalkan, kıskanç, haset, gözleri kör, kinci, keskin, nefret yüklü ; içimizdeki basiretsiz, kifayetsiz, yapma yerine yıkmayı öncülleyen, iktidara kendilerinin gelmesi çabası yerine, mevcut lideri devirme amaçlı bir politika sürdüren konsolide bir muhalefetin olması; bu devletin, bu milletin en büyük sanşızlığıdır.
Gerçekten, ” Dünya Lideri” dediğimizde neden deli danaya dönüyorsunuz?
Dünya Lideri değil de nedir?
Günümüzde, üçüncü dünya savaşına ramak kalmışken, belki de bir anlık aptalca davranışla dünyanın sonunu getirecek nükleer silahlar devreye girecekken; her ülke savaşın bir tarafında yerini almışken; tarafsız, ilkesel duruşuyla var olan bir lider; dünyanın kurtuluşunun yegane umudu olmuştur.
Rusya- Ukrayna , daha doğrusu dünya savaşına doğru ilerlemesi muhtemel bir savaşta , tüm dünya liderlerinin gözünü diktiği, tek umut kaynağı olan lider Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Savaşan tarafları, Birleşmiş Milletleri bir masa etrafında toplayan, barış için çabalayan tek liderdir Erdoğan.
Gıda sıkıntısının , açlığın, kıtlığın, kaosun gündemde olduğu bir zamanda, insanlığa bir nefes aldıracak, ekonomik dengeleri sağlayacak, limanlardaki gemilerde bekletilen Ukrayna ve Rusya’ya ait tahıl ürünlerinin, kuru gıdaların, ayçiçek yağının Avrupa’ya getirilmesi anlaşmasının mimarı da Sayın Erdoğan’dır.
İstanbul’da , Rusya, Ukrayna, BM temsilcileri ile sürdürülen görüşmeler başarı ile sonuçlanmış ve nakliye işlemleri gündeme alınmıştır.
Türkiye, dost düşman tüm ülkelerin ve liderlerin ziyaret yeri olmuş, liderimizle görüşmek için adeta yarış içerisinde olmuşlardır.
Çünkü, Dünya barışı için tek umut kaynağı bir devlet ve onun Cumhurbaşkan’ı vardır.
Dünya şartlarına, pandemiye, savaşlara bağlı olarak; tüm dünyada olduğu gibi ekonomik sıkıntılarımızın olduğu doğrudur. Halkı bu sıkıntılar altında ezdirmemeye çalışan da bir hükümet vardır.
İnşallah, ümitliyiz ve görüyoruz; bu sıkıntılar da geçecek, ülkemizin önü aydınlıktır.
Yapılan kimi hataları kabul etmekle beraber, tüm bu yapılanlar karşısında Lider’e hücum etmek, saldırmak acziyetin, ezikliğin, zavallılığın bir sonucudur.
Çok sayıda açılış ve halkla buluşmak için Kayseri’ye bu gün gelecek olan Sayın Cumhurbaşkanı’mız ; bir kaç kendini bilmezin ekonomik yönden sizi eleştirmeye kalkması sizi üzmesin.
Başınız dik olsun, bu millet sizinle.
Hoş geldiniz, safalar getirdiniz Dünya Lideri!