Habib-i Neccar kavmi tarafından taşa tutulup şehit edilince, ölürken “Ona “Cennete gir” denince, “Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını bilseydi!” demişti (Yasin suresi: 26-27). Buradan anlıyoruz ki, cennet ehli şehitlere, daha ölmeden makamları gösteriliyor; hiçbir ölüm acısı ve korkusu hissetmiyorlar. Yine, Bakara suresi 154. ayette: “Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler […]
Habib-i Neccar kavmi tarafından taşa tutulup şehit edilince, ölürken “Ona “Cennete gir” denince, “Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını bilseydi!” demişti (Yasin suresi: 26-27).
Buradan anlıyoruz ki, cennet ehli şehitlere, daha ölmeden makamları gösteriliyor; hiçbir ölüm acısı ve korkusu hissetmiyorlar.
Yine, Bakara suresi 154. ayette: “Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin. Çünkü onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz” buyrulmaktadır.
Olaylara iman, inanç, Allah, ahiret açısından bakamayanlar ikilemde kalıyorlar, gelişen durumlara bir anlam veremiyorlar.
Çaresizce İsrail bombaları altında ölüm bekleyen insanların çocuk, yaşlı , genç, kadın demeden gösterdikleri cesaret, teslimiyet, mücadele azmi taktire şayandır, mantıkla izah edilemez.
Annem, babam, kardeşim gittiler, şimdi cennette birlikteler; İsrail bombalarından asla korkmuyorum, toprağımızı terk etmeyeceğim, burada öleceğim, Yahudileri muhakkak yeneceğiz iman ve kararlılığındaki bir çocuğu materyalist, inançsız bir bakış açısıyla anlayamazsınız.
Cennette ki makamları kendilerine gösterilenler ölümden korkmazlar/ korkmuyorlar da. Çünkü ölümü öldürmüşler.
Bomba seslerinden, füze ateşlerinden, mermi vızırtılarından, duman karartısından biz korkuyoruz! Gazzeli çocuk bisikletini sürmeye devam ediyor.
İsrail’in çocukları öldürmesindeki asıl amaç; bu ruhla, bu olgunlukla, bu azim ve imanla, bu nefret ve intikam duygusuyla büyüdüklerinde, kendileri için ciddi bir tehlike olması kaygısıdır.
Sanıldığının aksine, bu çocuklar cahil kalmıyor; mühendis, doktor oluyor, kendi silah ve füzelerini yapıyorlar.
Dünyanın en büyük silahlarına sahip yahudi askerlerinin, Gazzeli bir çocuk karşısında nasıl korktuklarına, tir tir titrediklerine şahit oluyoruz.
Yakın bir zamanda Yahudilerin büyük oranda travma geçirdiklerine, akıl hastanelerini doldurduklarına, birbirlerini yediklerine şahit olacağız.
Bu temenni değil, görünen gerçeklerdir.