Kim bunlar? Hangi toplum? Allah belalarını verecek! Vay zındıklar vay! Taş yağacak üzerimize! Dediğinizi duyar gibiyiz. Uzaklarda aramayın! İçinde yaşadığımız toplumdan bahsediyoruz, hemen gözlerinizi başka yere çevirmeyin! Allah inancımız tam! İbadetlerimize de dikkat ediyoruz! Kisvemiz, kılık kıyafetimiz de İslami! Haşa, siz neden bahsediyorsunuz demeyin sakın! Ne demek istediğimizi dillendirelim. Hasetlik, kıskançlık, çekememezlik, kötü niyet gibi […]
Kim bunlar? Hangi toplum? Allah belalarını verecek! Vay zındıklar vay! Taş yağacak üzerimize! Dediğinizi duyar gibiyiz.
Uzaklarda aramayın! İçinde yaşadığımız toplumdan bahsediyoruz, hemen gözlerinizi başka yere çevirmeyin!
Allah inancımız tam! İbadetlerimize de dikkat ediyoruz! Kisvemiz, kılık kıyafetimiz de İslami! Haşa, siz neden bahsediyorsunuz demeyin sakın!
Ne demek istediğimizi dillendirelim.
Hasetlik, kıskançlık, çekememezlik, kötü niyet gibi huylara sahip olan bir toplum manen, ahlaken, vicdanen, edeben çökmüş, çukurlaşmış demektir.
Sayılan bu davranışlar zımnen Yaratıcı’ya, ilahi kudrete, ilahi adalete baş kaldırı, isyan bayrağı çekme anlamına gelir.
Yüce Mevla’mız her şeyi yaratan ve bu nizamın da yegane sahibidir. Kuralları O koyar, sadece O’nun iradesi tecelli eder; dilediği her şeyi yapar, her şeye kadirdir, her şeyden de haberdardır.
Pekâlâ, size denilse ki; Allah’a karşı geliyorsunuz, baş kaldırıyorsunuz, saygısız davranıyorsunuz! Haşa melun! Nasıl konuşuyorsun, bu nasıl bir iftira, sözüne dikkat et; Allah’ın karşısında biz neyiz ki; aciz birer kullarız diye sert mukabelede bulunacağınız kesin.
Pekâlâ Allahu Teâlâ, yüce kitabı Kuran’da ve peygamber Efendimiz hadislerinde , insanların imtihan içinde olduğu, Allah’ın insanları sınadığı, herkesin imtihan olduğu, denendiği, konuların farklı farklı olduğu sık sık bildirilmiştir.
Mesela: Allah dilediğine rızkı bol verir, dilediğine de az verip kısar”.” Biz sizi biraz sıkar, sonra genişletir rahata erdiririz, böylece sizi imtihan ederiz, deneriz” ayetleri ve Peygamber Efendimiz’in:” Haset etmeyin, odunun ateşi yiyip bitirdiği gibi, haset de bütün iyilikleri yer bitirir” hadisini ve buna benzer diğer ayet ve hadisleri dikkate aldığımızda; müslümanım diyen bir toplumun, durumunu yeniden değerlendirmesi gerekir.
Allahu Teala; ben veririm, ben alırım, ben imtihan ediyorum diyor; sen ne yapıyorsun?
Allah’ın, bir kula verdiği imkana, makama, mala , mülke itiraz ediyorsun, hasetlik, kıskançlık gösteriyorsun. Ya da vermediği bir dünyalık için, başkaları ile kıyas yaprak itirazlarda bulunuyorsun.
Pekâlâ, bu durumda Allah’ın iradesine ipotek koymaya çalışmıyor musun? Taktirine itiraz etmiyor musun? Bunun anlamı; Ya Rabbi, Ona neden bu imkanı, bu dünyalığı verdin diye itiraz etmek değil midir?
Toplum olarak, bu tür davranışların gösterilmesi; helak olmaya giden en tehlikeli yoldur.
O zaman, kendi iradesi dışında fakir bir bölgede doğup açlıkla pençeleşen, ya da doğuştan lösemili olan bir çocuğun isyan etmesini de haklı görebilir misiniz? Eğer haklı görüyorsanız Yaratıcıya itiraz ediyorsunuz demektir.
Madem her şeyde tek otorite ilahi iradedir; o zaman bu iradenin otoritesine teslim olunmalı, bilerek ya da bilmeyerek itirazda bulunulmamalı.
Bu toplum farkında değil, Allah’a layıkıyla kulluk yapıp, ibadet ettiğini düşünüp cenneti umarak bir hayat sürüyor.
Allah’ın iradesine, farkında olmadan ipotek koymaya çalışarak itikadi, imani yönden kendinizi ateşe atıyor olmanız vahim sonuçlar doğurur.
Dünyada, böyle bir toplumda huzur, barış, güven beklemek beyhudedir.
Herkes yeniden bir hesaba çeksin kendini, haşa Allah’la savaşmaktan vazgeçsin. Yoksa elim bir son kaçınılmaz olacaktır.