Türkiye’de 1 milyonun üzerinde kadrolu + sözleşmeli öğretmen görev yapmaktadır. Fakat 350-400 bin öğretmen adayı atanacağı günü iple çekmektedir. Eğitim fakültesi mezunları ile formasyon alan fen edebiyat fakültesi mezunları zorlu KPSS sürecini tamamlamak üzereler. Öğretmen adayları 2023 yılında önemli miktarda öğretmen ataması bekliyorlar. Her yıl ortalama 30-40 bin öğretmen atanıyor. Fakat adayların çoğu karma puanla […]
Türkiye’de 1 milyonun üzerinde kadrolu + sözleşmeli öğretmen görev yapmaktadır. Fakat 350-400 bin öğretmen adayı atanacağı günü iple çekmektedir. Eğitim fakültesi mezunları ile formasyon alan fen edebiyat fakültesi mezunları zorlu KPSS sürecini tamamlamak üzereler. Öğretmen adayları 2023 yılında önemli miktarda öğretmen ataması bekliyorlar. Her yıl ortalama 30-40 bin öğretmen atanıyor. Fakat adayların çoğu karma puanla atama yapılmasından muzdarip.
Kamuda memur olarak çalışan öğretmenler de kadroya geçmeyi talep ediyor yıllardır ama bu konuda maalesef bir gelişme olmadı.
Öğretmen atamalarının problemi şu: Özellikle il ve ilçe emri ile yer değiştiren öğretmenler şehir merkezlerine yığılmış durumda. Yani şehir merkezlerinde nerdeyse hiçbir okulda norm boşluğu yok. Fakat taşrada öğrenciler öğretmen bulamıyor. Bu problem uzun vadede bir çıkmaza doğru gidiyor sanki.
Merkezlerde öğretmenlere okul bulunamıyor, taşrada öğrencilere öğretmen bulunamıyor. Bu durum öğrenciler açısında fırsat eşitsizliği, kamu açısından hizmet verme eşitsizliği, atama bekleyen öğretmenler açısından ise belirsizlik ve daha az atama durumu oluşturmaktadır.
Okullarda yardımcı kaynak çıkmazı
Akademik başarının artırılması için çeşitli destek programları uygulanagelmektedir. Özellikle sınava temel teşkil eden ortaokul ve lise seviyesindeki öğrenciler için veliler ve okullar destek çalışmaları yapmakta. Velinin ekonomik durumunu göre daha okula yazılma aşamasında ayrışma başlıyor. Maddi imkanı iyi olan veliler çocuklarını akademik yönü güçlü olan özel okullara kaydettiriyorlar.
Devlet okullarında okuyor öğrencilerin velileri bu ayrışmayı adres bölgelerinde olmamasına rağmen çeşitli yöntemler kullanarak akademik başarısı iyi olan okullara çocuklarını aldırıyorlar. Burada genellikle adres taşıma yöntemi kullanılıyor.
Fakat bu yazımızda özellikle yardımcı kitap meselesi üzerinde durmak istiyorum. Sınavın olduğu her sistemde yardımcı kaynağa ve daha fazla kaynağa ihtiyaç duyulur. Devletimiz, yıllardır öğrencilerin ders kitaplarını ücretsiz dağıtmaktadır. Hazırlanan kitaplar kullanılabilir. Bazı eleştirilerde ifade edildiği gibi tamamen verimsiz kitaplar değil bu kitaplar.
Ders kitapları sadece sınava hazırlayan hap bilgilerle dolu kaynaklar değil, olmamalıdır da. Zira devlet öğrencilerine bilginin yanında kültürü sürece yayarak vermek durumunda. Öğreten, kavratan, yorumlatan bir yönü de var ders kitaplarının. Hal böyle iken okullarda yardımcı kaynak olarak soru kitaplarının yanında konu anlatım kitapları da aldıran eğitimcilerle karşılaşılmaktadır.
Coğrafya, tarih, edebiyat kitaplarının soru bankasını öneren bir öğretmen aynı dersin konu anlatım kitabını da önermektedir. Bu durum hiç de normal karşılanacak bir durum değildir. Zira öğretmen konuyu kendisi anlatır, yorumlatır, özgün birikimlerini öğrencilere sunar. Bu konuda tüm eğitimcilerin duyarlı olması beklenmektedir.
Yaşanan ekonomik sıkıntılar göz ardı edilmeden yardımcı kaynak sorunu ele alınmalıdır. Bir lise ara sınıf öğrencisinin yardımcı kaynak ücreti bin beş yüz liralar olmamalı, özel okullar zaten yardımcı kaynak ücreti olarak neredeyse eski model bir araba parası istemekte.