Bu gün biraz daha mahalli, yerel şive, tabir ve hitapla konuyu kaleme almak istiyorum, affınıza sığınarak. Zaman zaman içime bir burukluk çöker, duygusallık, hüzün ve gariplik duygusu tüm benliğimi kaplar, derinlere dalarım, gözlerim yaşla dolar. Bugün, yine böyle bir atmosferin etkisindeyim, duygusallık zirvede. Köyümüzden ahirete göçenleri slayt hâlinde Facebook’a koymuş arkadaşlar. Teşekkür ederiz, ellerine sağlık. […]
Bu gün biraz daha mahalli, yerel şive, tabir ve hitapla konuyu kaleme almak istiyorum, affınıza sığınarak.
Zaman zaman içime bir burukluk çöker, duygusallık, hüzün ve gariplik duygusu tüm benliğimi kaplar, derinlere dalarım, gözlerim yaşla dolar.
Bugün, yine böyle bir atmosferin etkisindeyim, duygusallık zirvede.
Köyümüzden ahirete göçenleri slayt hâlinde Facebook’a koymuş arkadaşlar. Teşekkür ederiz, ellerine sağlık. Bazılarını tanımakta, hatırlamakta zorluk çektim.
Kimi solgun, kimi tebessümlü, kimi kaygılı, genelde ciddi duruyorlar, kahkaha atanların sayısı son derece az, sanki bir gün gidecekleri içlerine doğmuş gibi.
Göçenlerden, tanıyabildiklerimize baktığımızda; büyük çoğunluğu ile daha dün beraber yiyorduk, içiyorduk, çalışıyorduk, kaygı duyup seviniyorduk. Hep beraber hedeflerimiz vardı, ihtilaflı olup münakaşalar ediyorduk.
Bir de, zavallıca, en yakınımızın cenazesine bakmaktan, yurtlarını ziyaret etmekten korkarız. Ne garip değil mi?
Her gün çağırılma listesindeyiz ama, üzerimize maletmiyoruz. Sanki bizim bir ayrıcalığımız mı var? Ha bire planlar kurarak uzun emeller uğruna çabalıyoruz.
Değmez len değmez! Vallahi değmez. KDV’si yüksek, iyi işler yapmaya çalışıp çabalayalım.
Kin, kavga, nefret, hak yeme, zulmetme zavallıca işlerdir.
Oysa, misafirlik kısa, kötü huylar misafirlikte kalıyor ama, hesabını götürüyorsun, tek tek muhasebesini yaptırıyorsun.
Hadi, kendimize sonsuz olacak iyilikler yapalım, ilelebed pişman olmayalım, silkelenelim.
Neydi o şımarıklık, kibir, kabadayılık, doymayan şehvet, mide?
Onun olmasın, hep benim olsun, altta kalanın canı çıksın derken gözlerinin büyümesi, dişlerini gıcırdatman, avucunu sıkman, ağzını köpürtmen gözlerimin önüne canlı canlı geliyor da hayıflanıyorum acı acı.
Elbette ki çalışıp çabalayalım, en güzelini yapmaya çalışalım; ama helal olsun, temiz olsun, faydalı olsun. Dünyalık işlerden vazgeçin demiyoruz.
Nezih olsun, insan onuruna uygun olsun, paylaşılan, bölüşülen, helalinden olsun!
Göçerken heyben dolu ise ne mutlu sana, en bahtiyar kulsun.
Yoksa, değmez len değmez.