Merhaba Dostum ! Sık sık İnsan diyoruz , insandan söz ediyoruz , insanı merkeze koyuyoruz … İnsanın çok farklı bir şey olduğu çok aşikar değil mi ? İnsan olarak beynimizin ön tarafı yani Frontale bölge oldukça gelişmiş durumdadır . Dolayısıyla bir çok şey ön beyinle alakalı , her şey beyinde gelişiyor olgunlaşıyor . İşte bu […]
Merhaba Dostum !
Sık sık İnsan diyoruz , insandan söz ediyoruz , insanı merkeze koyuyoruz … İnsanın çok farklı bir şey olduğu çok aşikar değil mi ?
İnsan olarak beynimizin ön tarafı yani Frontale bölge oldukça gelişmiş durumdadır . Dolayısıyla bir çok şey ön beyinle alakalı , her şey beyinde gelişiyor olgunlaşıyor . İşte bu nedenle şempanzenin yapamadı bizim başardığımız her şeyi beynimiz aracılığı ile gerçekleştiririz .İnsanda ön beyin , beyin bütünlüğünün neredeyse yüzde kırkını oluşturuyor .
Farkında mısın?
Gelişmiş nöronlarımız çok geniş olarak geçmişi ve çok geniş olarak daa geleceği kuşatabiliyor ! Daha açık bir ifade biçimi ile ; zihnimiz geçmiş ve geleceğe oryantal, geçmiş ve gelecekte dolaşıyor ! Bir diğer açıdan ise ne olacağınız sürekli arkadan size fısıldanır !
Ancak o fısıltıyı duyabilmek için dikkat kesilmeniz gerekiyor ! Dostum beyim tıpkı kas gibidir kullandıkça gelişir , kullanılmazsa erir yok olur gider !
Bizler an da duramıyoruz değil mi? Çünkü insan zihni şu anda yani “ anda “ durmak için tasarlanmamış ! Bunu başarabilmek için beynimizi ekstra eğitmemiz gerekiyor !
Bu kadar büyük bir beynin bize getirdiği endişeler ve bir kısım geçmişin de yükü olduğu aşikar ! Asıl itibarıyla yapmamız gereken şu ana yani “ ana “ odaklanabilmek !
Bir insanın gelişim gösterebilmesi için bir rahatsızlık hissetmesi, bir rahatsızlıkla karşılaşması gerekiyor ! Ancak bir rahatsızlık durumunda vücut bu duruma güçlenerek cevap veriyor !
Her şey yolunda giderken bir aksama söz konusu olduğunda , insanın doğal olarak canı sıkılıyor nedeni bir üstteki aşamada belli bir düzenin olması ile ilgilidir ! Durağanlık ölüm demektir !
Sana garip gibi gelse de , yapmak istediğimiz işi de genellikle tıkır tıkır olsun arzu ederiz ! Ancak bir engelle karşılaşınca konforumuz bozulur ve konfor bozukluğundan dolayı kaos ortamına gireriz !
Bu durum yaratıcı , doğrucu tüm şartları değerlendirici bir hal oluyor ve siz bir kez daha olup bitene bakıyorsunuz her şey bozulmuş konfor yok. O zaman eldekileri birleştirip beyninizde bütünleştiriyorsunuz ve bir akış oluşuyor bu sayede elde kalanlarla beynin koordinasyonuyla yeni bir şeyler üretiyorsunuz ve yaşadığınız zorluktan sonra oluşturduğunuz bu yeni şeyin tadını almaya başlıyorsunuz.
Bu paralelde beyin dopamin – Serotonin endorfin salgılarını bol miktarda salgılıyor ve çok ciddi bir motivasyonla yeni duruma odaklanıyorsunuz .
Dolayısıyla insan her ne kadar dışarıdan çile çekiyor pozisyonda olsa da , adeta o çileyi seviyor , o çileye aşık oluyor !
Mücadele esnasında birey büyük bir keyif ve haz alıyor ancak dışarıdan bakanlar bu durumu kavramakta zorlanıyorlar !
Dostum hayat mücadele değil mücadele hayattır ve insan hayatı git – gellerle çalkantılı süreçlerle dolu bir bütünü ihtiva eder !