BİRLEŞMİŞ MİLLETLER-TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ İLE HAZIRLANAN SURİYELİLER RAPORU

Rapora göre İlerde Türkiye’yi bekleyen “mülteci- (Refugee )” sorunları: ENTEGRASYON SIKINTISI-ETNİK POTANSİYEL -SOSYOLOJİK SORUNLAR , GÜVENLİK VE MİLLİYETÇİLİK TEHLİKELERİ

Türkiye-Suriye iyi komşuluk ilişkileri 2011 yılında aniden bozuldu  ve aramız gittikçe gerginleşti. Suriye’de iç savaş başladı. Devleti yöneten azınlık halkına zulüm etmeye, bombalamalara başladı ve Suriye’den Türkiye’ye mülteci akını başladı.

Türkiye,1951 Cenevre mülteciler sözleşmesini imzalayan bir ülke olarak gelenleri kabul etti, üstelik “açık kapı” politikaları ve “ensar” yaklaşımı ile işe başladı ki İdlip olayı patlak verene kadar bu süreç devam etti.

Dokuz yılda Türkiye’ye son rakamlara göre 4 milyon dokuz yüz bin Suriyeli sığınmacı giriş yaptı ve tüm il,ilçe ve köylere kadar gelip yerleştiler.

Ancak önceden hesap edilemeyen sorunlar peş peşe karşımıza çıkıverdi. Bu sorunları BM ve Türkiye ortaklaşa bir rapor halinde kamuoyu ile paylaştı. Raporu,Türk-Alman göç-uyum merkezi sorumlusu Prof.Dr Murat ERDOĞAN ve ekibi hazırladı.

Rapor muhtemel sıkıntıları,tehlikeleri ve çözüm önerileri sunmaktadır. Suriyelilerin Türkiye’ye uyum süreci devam etmekte, komşuluk , birlikte yaşama konularında ve sosyal ilişkilerde bazı sorunlar yaşanmakta,Türkler sosyal mesafeyi uzak tutmaya çalışırken, Suriyeliler daha dikkatli olmakta, entegrasyon sıkıntısı devam etmekte.

Millet siyasilerden daha çok gerçeklerle yüzleşmekte,olay övünç meselesi olmaktan çıkmış,ağır yük haline gelmiş,ilerde sosyal yapımızı ve geleceğimizi olumsuz etkileyecek etnik potansiyel artmakta.

700 bin çocuk doğmuş, 680 bin öğrenci okula gitmekte, 30 bin öğrenci ise üniversiteye devam etmektedir.

Vasıflı ve akademisyenlerin 0/0 90 başka ülkelere gitmiş,kalanların çoğunluğu ise vasıfsız. Gerekli çözümler üretilmez tedbirler zamanında alınmaz ise; sosyolojik yapımız zarar görebilir, zıtlaşmalar yaşanabilir,milliyetçilik artar ise güvenlik sorunları oluşabilir.

Asgari ücretle çalışanlar eleman fazlalığı ile ücret baskısı ve işini kaybetme riskini yaşamakta,sağlık giderleri devlet tarafından karşılandığı için ek yük getirilmekte.

Sadece bir buçuk milyon suriyeli Avrupa Birliği fonlarından yardım almakta,devletimiz ise 80 milyar dolardan fazla harcama yapmış durumda.

İşin en kötü tarafı ise Suriyeli mültecilerin yüzde elli bir nokta sekizi ülkesine hiç dönmek istemiyor, savaş biter ve güvenlik sağlanırsa 0/0 6.8 dönebilirim diyor.

“Geçici koruma” yasal statüsü ile kalmayı kabullenerek kendi işinde-gücünde olmayı,kayıt dışı çalışmayı zor da olsa kabul etmektedirler.