Bu aralar ekonominin psikolojisi ve dolayısıyla halkımızın da psikolojisi iyi değil.. Ekonomik sorunlar artmaya devam ettikçe ne yazık ki ruhsal alanda da bozulmalar artıyor. Çünkü insan yaşadığı çevresel şartlardan ayrı düşünülemiyor.. Öncelik sırası yapılıyor ve öncelik temel ihtiyaçlara veriliyor haklı olarak.. Ekonomik sorunlar nedeniyle temel ihtiyaçlar bile tam olarak karşılanamıyor. Kaygı endişe artıyor.. Spor, sanat, […]
Bu aralar ekonominin psikolojisi ve dolayısıyla halkımızın da psikolojisi iyi değil..
Ekonomik sorunlar artmaya devam ettikçe ne yazık ki ruhsal alanda da bozulmalar artıyor. Çünkü insan yaşadığı çevresel şartlardan ayrı düşünülemiyor..
Öncelik sırası yapılıyor ve öncelik temel ihtiyaçlara veriliyor haklı olarak.. Ekonomik sorunlar nedeniyle temel ihtiyaçlar bile tam olarak karşılanamıyor. Kaygı endişe artıyor.. Spor, sanat, eğlence, etkinlik gibi kişinin kendini geliştirmesi, sosyalleşebilmesi, kaygısını bir nebze olsa azaltabilmesi için gerekli faaliyetlerden söz bile edemiyoruz. Böylece insan hem yalnızlığa hem psikolojik sorunlara doğru yavaş yavaş itilmiş oluyor.
Yaşanan sorun sadece kaygı başlığında kalsaydı baş etmekte daha kolay olabilirdi. Fakat olumsuz etkisi bu kadarla bitmiyor.. Depresyon, alkol ve madde kullanımında artış, intihar riski gibi birçok psikolojik bozulmanın riski de önemli oranda artıyor.
Ekonomik sorunlar var olan psikolojik sorunlar için destek almanın da önüne set çekiyor. İnsanların terapiye, psikiyatriste ulaşma şansını oldukça düşürüyor. Bakın bir sorun daha..
Baş edilemeyen, çözülemeyen sorunlar, azalmayan kaygısal faktörler sonucunda mutlu ve iyi hissetme oranımız giderek azalıyor. Mutsuz olunca ilişkilerimizde zarar görmeye başlıyor. Sonuçta yine yalnızlaşmayla karşı karşıya kalıyoruz. Zorlu geçen böyle bir süreçte ilişkisel sağlamlılığımızı kaybetmemeye çok ciddi özen göstermemiz gerekiyor. Yalnızlaşmaya fırsat oluşturmamalıyız ki baş etme gücümüz artsın.
Kaygı hepimizde var yalnız değilsiniz. Hepimiz ekonomik sorunlar nedeni ile az-çok kaygı ve stres yaşıyoruz. Bu kaygılara neler iyi gelebilir birazda bunlardan bahsedelim. Öncelikle ekonomi gibi dev ve lokal müdahalede bulunamayacağımız bir sorun ile karşı karşıyayız. Yani mucizevi bir cümle beklemeyin benden, çok üzgünüm.. Ama kalemin yettiğince size birkaç önerim olacak..
Sorunlarımızı ve hedeflerimizi gerçekçi planlayabilir, çözüm- baş etme üzerine düşünebilir, fikrine güvendiğimiz insanlardan baş etmek adına akıl alabiliriz. Nefes ve gevşeme egzersizleri ise her gün uykuya dalmadan önce yapabileceğiniz rahatlatıcı bir çalışma olacaktır. Sürekli ekonomik sorunlardan konuşmak öfkenizi artıracak bu yüzden sürekli ekonominin konuşulduğu yerlerden uzak durmak gerek. Size iyi geldiğine inandığınız insanlarla daha çok zaman geçirmeniz en gerekli önerim olacaktır.
Yetkililerden de destek beklemek en doğal hakkımız.. Gerçek psikologlardan psikolojik desteklere ulaşımın kolay olması, riskli bireylerin saptanması, bu bireylere gerekli müdahalelerin erken uygulanması ve tam da bütçenin yetmediği bir zamanda tüm bunlara ücretsiz ulaşımın sağlanması en gerekli çalışmalar olacaktır.
Unutmayalım.. Hiçbir yaşantı sonsuza dek sürmez.. Her şey değişir gelir geçer ve gider.. Hayat inişleri ve çıkışları olan engebeli bir yol..
Sevdikleriniz, sağlığınız, umudunuz sizinleyse güzel günler göreceğiz.. Hayattan vazgeçmeyin..