Sevgili dostlar! Bu yazımızın mevzusu düğünler. Hemen hemen herkes için ortak duygular ifade eden düğünlerimize yakın pencereden bir bakıverelim. Orta şekerli içilen bir kahveyle başlayıp yüzüklerin takılmasıyla devam eden, çeyiz tanıtım günleri ve takı merasimi ile sona eren mutlu bir o kadar da yorucu ve masraflı bir süreçtir düğünler. Esasen bu hayırlı işlerimizi bilerek ya […]
Sevgili dostlar!
Bu yazımızın mevzusu düğünler. Hemen hemen herkes için ortak duygular ifade eden düğünlerimize yakın pencereden bir bakıverelim.
Orta şekerli içilen bir kahveyle başlayıp yüzüklerin takılmasıyla devam eden, çeyiz tanıtım günleri ve takı merasimi ile sona eren mutlu bir o kadar da yorucu ve masraflı bir süreçtir düğünler.
Esasen bu hayırlı işlerimizi bilerek ya da bilmeyerek el gördü /desinler diye kendi elimizle zahmetli hale getiriyoruz. Bilmemiz gereken bir altın kuralı maalesef ihmal ediyoruz. Peygamberimiz sav “Evliliğin en güzeli külfetsiz olanıdır” buyurmuşlar.
Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir. Nûr : 32
“Evlenme imkânını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar….. Nur:33
Bir çok hadisi şerifte Aleyhisselam efendimiz “Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimi yerine getirmezse benden değildir. Evleniniz çoğalınız, ben ümmetimin çokluğuyla övünürüm. Evlenmeye gücü yetmeyen gençler oruç tutsun” tavsiyesinde bulunmuş.
Yine kıyamet gününde hiç bir gölgenin olmayacağı bir günde Allah azze ve celle Şu yedi sınıf insanı arşının gölgesi altına gölgelendirecektir.
Bu müjdeli haberde kast edilenlerden biride iffetini/namusunu koruyan, zinadan sakınan gençler işaret edilmiştir.
Değerli dostlar!
Bundan çeyrek asır önce bilemedin yarım asır öncesine kadar kız olsun erkek olsun +18 dedin mi evlenilirdi. Yok efendim okulu bitirecem, flört edeyim sonra evlenirim denilmezdi. Görücü usulü diye bir gelenek varmış. Şimdiki gençlere bakıyoruz yaş +30 olmuş hala evlenmemekte ısrar ediliyor.
Allah aşkına bu neyin ısrarı? Telefon, tablet teknoloji olmadı kedi köpek severek bir gençlik yetişiyor.
İnsan insandan uzaklaşır mı hiç?Ama uzaklaşıyor işte.Hem de sevdiklerinden, değerlerinden…
Delikanlı gençler liseyi yeni bitirmiş. Duyguları paramparça. Sabır yok, şükür yok. Her bir yanını gelecek kaygısı sarmış. Son zamanlarda birde ülke şartlarını beğenmeyip yurt dışına gitmek isteyenler türedi.O sınav bu sınav derken askerlik, evim arabam olsun, iyi bir işte çalışma hayali gençleri strese sokmakta. Diğer bir tehlike hayat şartlarının pahalılığı ve boşanmaların artması evlenme konusunda isteksizliğe sürüklemekte.
Hanım kızlarımıza gelince onlar geleceğin anne adayları. Onlarında eğitimlerinin yanında anne olma kariyer yapma hakları var. Ancak çiçeğim papatyam prensesim diye incitmeden yetiştirilen kızlarımız bir boşluk içindeler. Yemeğe, temizliğe, ütüğe üşenir haldeler. Daha şimdiden hayattan bezmişe benziyorlar. Bir şey söylenildiğinde hemen homurdanıyorlar. Yatış saatleri belli değil kalkış saatleri belli değil. Dinledikleri müzik, konuştukları dil, hal ve hareketleri sanki bizden değilmiş gibi. Böylede olmaz ki canım!
Sen ey gelin adayı olacak dilber!
Bütün şiirler sizin için yazılmıyor mu? Ahu gözlüm, mahperem,umudum,her şeyim sevgilim diye…Roma’yı yakanlar bile senin yüzünden yakmıyor mu?
O halde önüne çıkan fırsatları öteleme. Bak ileride yaşın geçer saçına aklar düşer seçiciliğin artar.O damat adayını beğenmedim şu damat adayını beğenmedim deme. En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir derler. Tabi ki konu evlilik olunca ince eleyip sık dokumalı/ özen gösterilmeli. Lakin hiç bir şey evliliğini ertelemesin. Her şey yerinde vaktinde ve tadında olmalı.
Biz tekrar konumuza dönelim. Unutmayalım ki evlilikte keramet vardır, bereket vardır helal yoldan üreme ve karşılıklı ihtiyaçları giderme vardır. O halde Sıkıntı nerede diye sormak lazım?
Eş seçerken dil,din,kültür birliği elbette önemli buna dikkat etmek gerek. Uzak yerlerin büyük sorunları olurmuş sen yakın yerden tercih et ki gitmesi gelmesi kolay olsun. Büyük büyük daireler tutarsan içini doldurmasında da büyük sorunlar yaşarsın. Takılara gelince 80.18.gramı geçerse sizde dinen kurban kesmek, zekât vermekle mükellefsinizdir demek oluyor. Belki de bir kısmı mihir olarak verilecektir.
Hülâsa Devletin en küçük yapı taşı ailedir. Ailelerde nikahla bir araya gelen bir erkek ve bir kadından oluşur. Bu oluşum sözle başlar nişan ve düğünle tamamlanır. Bu süreçte yapıcı olmakta kolaylaştırmakta fayda vardır. Zekat müessesesi yeniden devreye girmeli. Aile ve sosyal hizmetler bakanlığı alternatif hibeler sunmalı. Hısımlar hasım değil de kazı kazan anlayışıyla hareket etmeli.
Yüksek beklentilere girmeden makul ve öncelikli talepler karşılanmalıdır. Son bir not:Düğünleri bu kadar zorlaştıran farz ve sünnet olmayan aşırılıklarımız ve töremizdir.