Genel anlamda evrime taraf olanlarla karşıt olanlar arasında bir çatışma, bir tartışma sürüp gidiyor. Bilimsel ikna ve ispat yerine ideolojik arenada bilek güreşi yapılıyor. Yaratılış gereği, baktığımızda ve de ispat edilememiş olması nedeni ile biz de evrim görüşünün karşında yer alıyoruz. Ancak, soyut olsa da insanlığın, hayatın, sosyal dünyanın temel yapı taşlarından biri olan” dostluk” […]
Genel anlamda evrime taraf olanlarla karşıt olanlar arasında bir çatışma, bir tartışma sürüp gidiyor.
Bilimsel ikna ve ispat yerine ideolojik arenada bilek güreşi yapılıyor.
Yaratılış gereği, baktığımızda ve de ispat edilememiş olması nedeni ile biz de evrim görüşünün karşında yer alıyoruz.
Ancak, soyut olsa da insanlığın, hayatın, sosyal dünyanın temel yapı taşlarından biri olan” dostluk” kavramının ciddi manada evrime uğradığını, yüz seksen derece ters- yüz edildiğini görmekteyiz.
Dostluk; sadece dillere pelesenk olmuş, amaca, hedefe ve çıkara göre değer verilen, anlam yüklenen bir kavram olarak uygulanır hale gelmiştir.
Oysa ailenin, toplumun, insanlığın temel yapı taşlarından, çimentosundan bahsediyoruz.
Dostluk iki yönlü bir işletim metodudur. Varlıkta – yoklukta, fakirlik- zenginlikte, makamda- makamdan azledilince, gençlikte – yaşlılıkta, varlıkta- ihtiyaçta, ayakta – düşünce; aynı önemde, samimiyette değerini kaybetmeyen bir mekanizmadır.
Zevk, mutluluk, eğlence paylaşımı olduğunda devrede olan bu sistem; sıkıntı, ihtiyaç, darda kalma, hastalanma gibi durumlar karşısında çok uzun süreli tatile çıkar; taki şartlar değişene kadar…
Günümüzde dostluk kavramı bencil, sadist, egoist düşünce ve uygulamalara kurban gitmektedir.
Şu da bir gerçek ki, her zaman tek taraflı çıkar olmayıp iki tarafın da menfeatine uygun hizmet eder. Yani zevk, haz, sevinç paylaşımı olur; ama kederde , sıkıntıda tek taraflı sadist ve bencil davranışlar zirve yapar.
Hala saf, samimi, iyi duygularla bu kavrama sığınmak üzücü sonuçlara sebebiyet vermektedir. Çünkü sizdeki saf duygular, halisane niyetler karşıda başkalaşıma uğramıştır.
Üzülen, yorulan, kırılan, ihanete uğrayan hep siz olursunuz!
Hele bir de mevcut mahrem sorununuzu bir istişare, bir görüş alma ya da derdi paylaşıp rahatlama yönünden açtıysanız ; dünyanın en büyük hatalarından birine imza attınız demektir.
Çünkü karşınızdaki, size derman olma yönünde çözüme odaklanma yerine; başınıza kakacak, dalga geçecek, eğlenecek, küçük görecek kozlar elde etmiştir.
Ne yapabiliriz, nasıl ederiz, ne yardımımız olabilir gibi yaklaşımlar yerine; neden yaptın, salak mıydın, anlamadın mı, olacak iş mi gibi suçlamalara başvurur.
Bu durum çözüm odaklı bir yaklaşım değil, ateşi körüklemekten ibarettir.
Böylece karşıya iyi bir eğlence ve oyalanma fırsatı vermiş olursunuz.
Dostluk kavramını yeniden ele almalı, değerlendirmeyi daha sağlıklı yapmalı, inisiyatifi ele almalı.
Dökülen, saçılan değerlerin nelere mal olduğu, toplamanın sıkıntılarını iyi hesap etmeli.
Yani dostluk derken; bir kere değil, bin kere düşünmeli!