GÖRMEK – GÖZLEMLEMEK ! Platform filminden söz etmek istiyorum bugün sizlere . Film Netflix te izlediğim yıl benim çok ilgimi çekmişti ve üzerinde uzun uzun düşünme arzu ve isteği uyandırmıştı ben de ! Dostlarım filmi yorumlamaya çalışacak olur isem ; 80- 90 katlı bir platform ve en üstteki katta geniş bir masa üzerinde 80 kata […]
GÖRMEK – GÖZLEMLEMEK !
Platform filminden söz etmek istiyorum bugün sizlere . Film Netflix te izlediğim yıl benim çok ilgimi çekmişti ve üzerinde uzun uzun düşünme arzu ve isteği uyandırmıştı ben de ! Dostlarım filmi yorumlamaya çalışacak olur isem ; 80- 90 katlı bir platform ve en üstteki katta geniş bir masa üzerinde 80 kata yetecek yiyecek İçecek var ancak oradakiler yani en üst katta bulunanlar öylesine tıka basa yiyorlar ki , patlayacak gibi oluyorlar ve aşağıdaki katlardakine yemek kalmıyor ! Tüm yiyecek ve içecekler yaklaşık 40. katta bitiyor ve en aşağıdakiler adeta yamyam halene gelip , birbirlerini yiyorlar ! Süreç içerisinde sürekli katlar değişiyor ve platformun en üst katından en aşağıya kadar asansör gibi şey iniyor ve her kattaki insanlara yemek taşıyor ! Ancak en üstekiler toka basa patlıcasına her şeyi yiyip içiyorlar yiyip içiyorlar ! Dolayısıyla aşağıdakilere bir şey kalmıyor ve süreç içerisinde aşağıdakiler sırasıyla en yukarı kata çıkartılıyor ve aynı şeyleri daha önce aç kaldıkları halde onlarda yapıyorlar ! Sonuç olarak fırsatı eline geçiren, en üst kata çıkartılan , pozisyonu bulan tüm imkanları kendince değerlendiriyor ve kendinden sonrakileri düşünmüyor bile onları açlığa ve Yamyamlaşmaya mahkum bırakıyor ! Daha açık bir ifade biçimi ile ; aşağıdan yukarı çıkarıldıklarında daha önce aç kalıp ölüm noktasına geldikleri halde , öylesine tıka basa yiyip kusucak gibi oluyor ki , alt kattakileri yine hiçbir yiyecek ve içerecek doğal olarak kalmıyor ! Acaba diyorum , bu bencillik insanın doğasında mı var ?! Aslında o düzen galiba böyle kurulmuş bir en üst kat ve o kattakiler var bir de en alt kat ve oradakiler ! Dostlarım bu olayın bir farklı benzerini ben İstanbul’da kaldığım yıllarda yaşadım ! O zamanlar eski İstanbul otobüsleri vardı , insanlar duraklarda çok kalabalık bir biçimde otobüs beklerler ve otobüslere binerken , genelde anormal zorlanırlar ve biraz daha ilerleyin diye arkadan otobüsün içindekilere seslenirlerdi ! Bu esnada otobüsün ön bölümünde bulunanlar arkadakilere seslenerek , itmeyin kardeşim sıkışıyoruz nefes alamıyoruz derlerdi ! Sonunda diyelim ben biniyorum otobüse ve dört durak önce arkadaki ben , oluyorum bu kez öndeki ben ve arkadakilere itmeyin kardeşim – iliştirmeyin diye feverân ediyorum ! yani ben dört durakta taraf değiştiriyorum ! Birbirimize düşüyoruz arkadakiler – öndekiler diye ! Aslında daha çok otobüs olsa bu sıkıntı yaşamayacağız. Ama düşünemiyoruz örgütlenelim belediyeye , yetkililere , hükumete müracaat edelim bu sorunu aşalım diyemiyoruz ! Beş gün bir hafta otobüslere binmeyelim bu düzen değişsin demiyoruz ! Ve birbirimizle otobüste kavga ediyoruz ! Aslında olayın içinden çıkıp farklı bir perspektiften daha geniş açıdan olup biteni izlesek ve gözlemlesek , sistemin kodunu değiştirme çaba ve gayreti içersinde olsak bir çok şeyi rahatlıkla aşabiliriz ! Bana son derece garip geliyor ama insan hiç anlamayarak düşünmeyerek hayatın anlamını bulmaya çalışıyor ! Ömer UZUNOĞLU saygılarımla