Hâlâ devam ediyor mu bilmem? Kimler artık göz yaşı döküyor bilemem? Kaçımızın gözünde nem, kimin gönlünde sızı kaldı ki? Hangimizde İslam, hangimizde dava kaldı? Kurudu göz yaşlarımız, çölleşti topraklarımız. Duygular değişti, hisler değişti. Ah Gazze! derken bile sözcükler dudaklarda saklı kalıyor, bir türlü yürekler titremiyor. Ne de çabuk geçiyor zaman değil mi? Baksanız ya mevsimler […]
Hâlâ devam ediyor mu bilmem?
Kimler artık göz yaşı döküyor bilemem?
Kaçımızın gözünde nem, kimin gönlünde sızı kaldı ki?
Hangimizde İslam, hangimizde dava kaldı?
Kurudu göz yaşlarımız, çölleşti topraklarımız.
Duygular değişti, hisler değişti.
Ah Gazze! derken bile sözcükler dudaklarda saklı kalıyor, bir türlü yürekler titremiyor.
Ne de çabuk geçiyor zaman değil mi?
Baksanız ya mevsimler bile değişti.
Peki, her şey yörüngesinde akıp giderken bizler neden yörüngemizden çıkıyoruz?
Hâlbuki ki fıtrat dediğimiz fabrika ayarlarına dönmemiz gerekmez mi?
Neden her şey bir mıknatıs gibi bizi kendine çeker?
Ve neden değerlerinden uzaklaşır insan?
“Vahdet de rahmet, tefrika da azap var iken” neden bizler cümbüş alemindeyiz.
Çünkü “hayat bir imtihan! İçinde oyun da var eğlence de”.
***
Pop starlar,
Televoleler
Gelin kaynanalar,
Biri bizi gözetliyor,
Çocuklar duymasın,
Güldür güldürün iğrenç skeçleri,
Çok güzel hareketler,
Hepsi belden vurma absürt diyebileceğimiz programlar. Çocuklarla ebeveynlerin birlikte izleyemeyeceği argo ve müstehcenliklerle dolu sahneler…
Bir edebiyat türü olan adına tiyatro dedikleri bu boşluğu birileri doldurdu.
Doldurdular dedim zira müslüman gönüllerin rol almadığı mekanları süslümanlar doldurdu.
Diğelim ki bütün bunlar eğlendirdi, güldürdü, efkarımızı dağıttı, stresattırdı. Karşılığında bizden ne aldı? Neyimizi çaldı?
Tabi ki başta zamanımızı çaldı. Benliğimizi çaldı. Duygularımızı zehirledi. Doydukça karnımız şehvetimiz galebe geldi. Nimetleri azımsar olduk. Hatta sahip olduklarımızla yetinmez olduk. Damı akan, 2+1 evlerden home ofislere geçtik. Hep birlikte başka yönlere savrulduk. Mutluluğu hep maddede arar olduk. Boşanmalar arttı. Değişlerimiz deyişti. Giyişlerimiz değişti. Sözüm ona temiz yürekliler saf, dervişler deli oldu. Hep birlikte uzaklaştık mâna aleminden.Malesef popüler kültürün değişim dönüşüm hızı devam etmekte. Sorarımsize, bütün bu olanlarda dizilerin, reklamların hiç mi etkisi yok?
***
Bunlardan birini istisna tutuyorum.O da “Göz yaşı geceleri”…Neden mi?
➡️Hüzün vardı.
➡️Tarih vardı.
➡️Asrı saadet vardı.
➡️Haya vardı.
➡️Korku vardı.
➡️Ümit vardı.
➡️İçinde iman ve islamın evrensel mesajı vardı.
➡️Kahkahaların yerine ” Göz yaşı” vardı.
O kadarda karamsar değilim canım. Ara sıra babayiğit insanlar çıkıveriyor. Taşın altına elini belkide gövdesini koyuyor. Sanat adına yeni güzellikler sunuyor. Kim neyi nerede izlerse izlesin ama toplum için bu projeler önemli.
Mesela: Diriliş Ertuğrul, Payitaht Abdülhamid, Teşkilat…akla gelenlerden sadece bir kaçı. Emeklerine sağlık.