HAARP’IN DÜĞMESİ KILIÇDAROĞLU’NDA!

Türkiye’de oluşan, asrın en yıkıcı ve tahrip edici depremlerinin, ABD “HAARP”  sistemi tarafından  gerçekleştirildiği şeklinde ciddi iddialar var!

Yani, İstanbul Boğazı’na demirleyen bir gemiden fay hatlarına gönderilen sismik enerji dalgaları biriken  ve gerilmiş enerjiyi tetikledi ve depremler gerçekleşti.

Ya da uzaydan gönderilen çubuk şeklindeki nükleer bombanın fayları harekete geçirdiği şeklinde iddialar da  var.

Genelde, bilim adamlarımız,  suni olarak, bu şiddette depremi oluşturmanın imkansız olduğunu, doğal bir oluşum olarak bakmak gerektiğini söylüyorlar; biz de çoğunlukla bu görüşe katılıyoruz.

Asıl tehlike ise, çok sinsi gelen  Kılıçdaroğlu depremi’dir.

Cumhurbaşkanı olabilmek adına, giymediği post yoktur.

Dindarlara, başörtülülere sıcak(!) yaklaşıyor, helallik isteyip özürler diliyor. Ülkücülere, kürtlere, laiklere, komünistlere zeytin dalı uzatıyor.

Gözlüğünün arkasında, göz kapaklarını daraltıp , kısık gözlerle bakarken, beyninde; şimdilik sizi hele bir tavlayayım, hele bir oyunuzla iktidara geleyim, şu köprüyü bir geçeyim; o zaman  görüşürüz sizinle, dediğinden hiç şüphemiz yoktur.

Kötü bir rol, iyi bir aktör tarafından güzel oynanıyor. Oysa biz bu tiyatroları daha önceleri hem başka aktörlerden, hem de bu aktörden seyrettiğimiz için, anlamakta yabancılık çekmiyoruz .

Gerilimli, intikamcı, kinci, nefret dolu bir ruh hali ve planı uygulanmak için zaman bekleniyor, hazırlıklar tamam.

Kılıçdaroğlu bu gerilimi mümkün olduğunca bastırmakta başarılı duruyor. Öyle ya, av çok yaklaşmış, kıyı görülmüş; çok az bir zaman daha dayanmalıyım şeklinde gayret gösteriyor.

Ergen aslan yavrularının , acemi, aceleci, heyecanlı davranışları, kendilerine hakim olamayıp ses ve gürültü çıkarmaları avı zora sokabilir? Bunları kontrol altında tutabilmek de ayrı bir çaba, sabır ve tahammül gerektiriyor.

Kimi CHP’liler, CHP yanlısı televizyonlar, gazeteler, sosyal medya trolleri, sanatçı, şarkıcı müsveddeleri, iş adamı kılıklı sömürü düzeni temsilcileri; kendilerini tutamayıp, açıkça fikirlerini ve amaçlarını ortaya koyuyorlar.

Mesela Mine Kırıkkanat ” Günü gelecek biz de sizi inciteceğiz ” diyebiliyor.

Şirin Payzın, zamanın az kaldığını, hesap soracaklarını, malın makamın  onları kurtarmaya yetmeyeceğini söylüyor.

Eski YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan  da benzer tehditler savuruyor.

Can Ataklı’sından, Merdan Yanardağ’a, Nevşin Mengü’sünden  Ayşegül Aslan’a kadar benzer tehditleri yapıyorlar.

Başroldeki oyuncu kadar duygularını gizleyemiyorlar. Çünkü onun elinde “HAARP” düğmesi var, zamanını bekliyor.

Zaten ,  on bin kişilik bürokrasi  kadrosunu değiştirip, yerine atayacaklarını belirlemişler. Hesap sorulacağını açıkça söylüyorlar.

Şiddetli bir siyasi deprem  hazırlığı bekleniyor.

Bu sırada, zamanı geldiğinde en değer verdiği ve yardımını gördüğü kişileri, buruna silindikten sonra, pislenen bir peçete gibi çöp kutusuna atmayı başarabilen ve geçmişte örnekleri ile kanıtlayabilen bir baş rol oyuncusu var.

Kendi liderinin bir kasetle düşürülmesi sonucunda,  koltuğuna  sinsice oturan biri var sahnede.

En yakın desteği veren  Önder Sav, bir anda kendini buruşturulup  bir kenara atılmış buldu.

Mehmet Sevigen, Yılmaz Ateş, Muharrem İnce kapı dışarı ediliverdiler.

Eminiz ki başta , kendisini mücahit ilan edenleri , burna silinmiş bir peçete gibi çöpe atacaktır. Hem geçmiş tecrübelerden, hem de  mevcut durumdan bu iddiamızda kararlı ve ısrarcıyız.

Aynı zamanda, kendisine destek veren partnerlerini de cezalandırmaktan ve boyun eğdirtmekten çekinmeyen, yeniden masaya oturtan bir baş rol oyuncusundan bahsediyoruz.

Buraya kadar bahsedilenler , Kılıçdaroğlu’nun bir seçimi kazanması hayali ve kurgusu üzerine  kaleme alınan sözlerdi.

Hakikatte böyle bir imkanı vermeyecektir bu vatanın sağduyulu, imanlı evlatları!

Allahu Teala, halis niyetli olanlara yardım edecek, hin ve hain fikirlilere fırsat vermeyecektir.