HATA BİR ANLIK, IZDIRABI ÖMÜR BOYU !

Bir yerinize batan pıtırak dikenini çıkarıp atsanız bile, bir kaç tane diken parçası bir süre vücudunuzda, deri altında kalır; yatağa düşürecek bir hastalığa sebep olmasa bile, sürekli rahatsız eder huzursuzluk verir, insanın kimyasını bozmayan yeterli olur.

Bir şekilde bataklıktan geçersiniz, pis kokulu bir ortamda bulunursunuz; en azından sürekli sigara içilen bir ortamda bulunursunuz; üzerinize sinen bu kokular uzun süre üzerinizde kokar durur.

 Nereden geçtim oradan, niçin o ortamda bulundum, neden bataklık kenarında dolaştım diye pişman olur, hayıflanır, kahırlarla bir ömür boyu zindanda debelenir durursunuz.

Bir anlık nefsinize uyarsanız mazallah, bir kaç dakikalık hayvani zevk uğruna aileniz yıkılır, aile yıkar, darmadağın eder, ömür boyu rezalet, ürkek, suçlu, tacizci damgası yemiş biri olarak rezil bir hayat sürer gidersiniz, dünya çekilmez bir yer olur.

 Değer miydi, değdi mi pişmanlıkları insanı yer bitirir.

 Bir anlık öfkeye, nefrete, hiddete, tahrike yenik düşer cinayet işler, yaralar, öldürür veya öldürülürsünüz.

Eylem süresi bir anlık olsa da, etki süresi, ızdırabı bir ömür boyu devam eder gider. Hatta ebedî alemde daha önemli, daha zor ve elim bir hesaplaşma, cezalanma durumu var ki; Allah korusun düşünmek bile insanın yüreğini hoplatır, uykularını kaçırır.

Bir kez evlilik yapılır, çocuklar olur; boşanma olsa bile ikili arasındaki sıkıntılı süreç hiç bir zaman son bulmaz.

İslami bir literatür olan ve Maliki mezhebinin şer’i delillerinden sayılan ” sedd-i zerai” kavramı dikkatli anlaşılması gereken bir prensiptir.

Yani, mübah görünen bir yolun , kimi zaman götürdüğü vahim sonuçları engellemek için önceden önlem almak, tedbirli olmak, kapatmak, set çekmek anlamına gelir.

Bataklık etrafında dolaşmamak, dikenli yollarda yürümemek, kötü ortamlarda bulunmamak, arkadaş ortamını iyi seçememek bu vahim sonuçların sebep ve gerekçeleridir.

Hele beyni meşgul edecek bir iş, bir meslek, uyumlu ve sıcak bir aile ortamı, aile birliği bu sonuçlara set olacaktır, önünü kapatacaktır.

Hele hele Allah inancı, ahiret bilinci, yaratılış gayesinin idraki, sevgi, saygı gibi manevî erdemler insanlık için tek çare ve yegane kurtuluş yolu olacaktır.

 Devlet, toplum ve kuruluşlar tarafından desteklenen, yaşam biçimi olarak sunulan, özendirici, tahrik edici, kıskandırıcı  görsellikler, sahte hayatların gerçek  gibi sunulması kötülüklere kapı açmakta, tahrik ve kamçılayıcı etki etmektedir.

 Zehirlenen, manevi alanı maddi hırslarla doldurulan, eşitsiz faydalanılan, adaletten yoksun bir toplumda huzurdan, erdemden, ahlaktan, medeniyetten bahsetmek imkansızdır.

 Değer miydi, ah keşke dememek için , önceden sebeplere sarılmak tek çözüm yolu olacaktır.