1)
Kışlık hazırlığını yapmıştı ;
Odun ve kömürü ahıra istiflemiş ;
Turşu, salça ,konserve ,dolma,
sarma hazırlamıştı; ama yiyemeden kanser oldu.Birkaç ay içinde eridi tükendi ve vefat etti.
Yiyecek,giyecek,odun ve kömürü fakir fukaraya dağıttılar ya da akrabalara .
Çocukları yurt dışındaydı .
Ev; içindeki eşyalarla kalakaldı.Annemizin hatırasıdır diye kiraya da veremediler.
Örümcek ağlarına ,farelere yuva oldu.
Oysa ki bu evde ne hatıralar yaşanmıştı. Bayramlarda belki 30 kişi olur yatacak yer bulunmazdı ..Ama şimdi inler cinler top oynuyor.
2)
Yıllarca fakirlik ,garibanlık çektikten sonra biraz rahata kavuşmuştu ..Çocukları da büyümüş zenginlemişlerdi ..Onların gönderdiği paralarla biraz rahatlamıştı .
Yeni bir hayat yeni eşyalar ,zenginlik düzeni almıştı ;ama aniden bir kalp krizi ve ölüm gelmişti..Bütün zenginlikleri, basmaya kıyamadığı ipek halılar ,başkalarının ayakları altında çiğnendi .6 ay sonra eve yeni bir hanım geldi . Eşyaların, evin ve kocasının yeni sahibi oldu..
3)
Yıllardır bir ev sahibi olmayı hayal ediyordu. Zor şartlar altında taksitleri ödedi ödedi. Bu uğurda faize de bulaştı .. Evine de göçtü güzelce dayayıp döşedi ..Tam da rahat edecekti ;ama ölüm aniden gelmişti .Beyin kanaması geçirdi .Kocası bir zaman sonra yeni bir evlilik yaptı ve o eşyaların o evin hanımefendisi oldu.Eski eşinden kalma tüm şahsi eşyalar evden çıkarıldı ; Çünkü yeni gelen gelin istememişti.
4)
Tam da bilmem ne müdürlüğüne atanmıştı. Yüksek bir maaş, makam tazminatı ,makam arabası , lojman,elinin altında çalışanlar olacaktı.
Oralara gelmek için ne eller , ne ayaklar öpmüştü.
Rakiplerini bertaraf etmek için ne kumpaslar,iftiralar uydurmuştu.
Ama aniden önüne çıkan tırın altına girivermişti.Yıllarca çalışıp didindiği makama bir hafta sonra bir başkasını atadılar.Ve kurumsal internet sayfasında eski müdürlerimiz başlığı altında özgeçmişi ile bir kaç satır bilgi ile kaldı..Hepsi bu kadar ..
5)
Kardeşlerine mirasta haksızlık yapmıştı. Mirası bölmemek için direniyordu. Onların haklarını da ekip biçip yiyordu. Araları da iyice bozulmuş ,yıllardır konuşmuyorlardı.Ama olsun nasıl olsa kendisinin işleri güzeldi. Kardeşleri fakirlik çekerken o bal börek içindeydi .Ve kendisine beddua ediyorlardı. .Günlerden bir gün traktör ile aslında kardeşlerine ait olan tarlayı sürerken traktör devrilmiş ve altında kalmıştı oracıkta can vermişti. Bir zaman sonra kardeşleri malı böldü Herkes hakkını aldı.. O da yaptığı haksızlığın azabı ile kalakaldı.
6)
Aile Apartmanında oturuyorlardı .
Alt kattaki asgari ücretle çalışan kiracılarına büyük bir zam yapmak istiyorlardı.Adamcağız ;” Ben bunu ödeyemem biraz insaf !” diyordu. Onlar da ısrar ediyordu.” Bari biraz sabredin ! Yaza kadar oturayım .”diyordu .
Onu da kabul etmiyorlardı. Her gün kiracıyı bezdirmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Birgün adamcağızın canına tak etti .Gitti mahalleden başka bir ev tuttu oraya yerleşti.
O gece 6 şubat depremi oldu. Apartman çöktü. Enkazdan sadece ev sahibi canlı çıkarıldı. Çoluk çocuk,torun hepsi vefat etmişti.Günlerce sağda solda yalın ayak, aç, gariban bir şekilde gezdi .Şok içerisindeydi ne yapacağını bilemez halde iken.
Evden çıkarttığı adam ona sahip çıktı.
“Gel benim yanımda dilediğin kadar kal !”dedi.
Çünkü onun evi yıkılmamıştı; İnsanlığı da .
7)
Makamdayken çok ah almıştı. İşi gücü hemşirecilik ,torpil ve kendi adamını yerleştirmekti. Garibanlarla uğraşır dururdu. Uyduruktan savunmalar ister; cezalar verirdi.Personel üzerinde psikolojik baskı kurardı. Mobbing yapardı; ama ani bir rahatsızlıkla felç oldu. 65 yaşına kadar koltukta kalacağını hesaplıyor.. Daire başkanı olma hedefiyle yukarıdakilere,siyasetçilere yağcılık yapıyordu;Ama hiç hesapta yokken bir anda felç geçirdi ve emekli olmak zorunda kaldı.
Bir sene kadar evde kendi ihtiyaçlarını zor bela karşılayacak bir vaziyette yaşamaya çalıştı. Kimse doğru düzgün ziyaretine gelmedi, kapısını çalmadı ;Çünkü zamanında çok kalp kırmıştı ,hak yemişti, beddua almıştı.
İyileşti ;artık bastonla yürüyebiliyordu; Ama çarşıda,pazarda, kahvehanede, selamlaşabileceği yanına oturabileceği hiç kimse yoktu ;Çünkü zamanında o kadar kibre düşmüştü ki küçük dağları kendisinin yarattığını zannetmişti; Bu duruma düşeceğini hesaplamamıştı .
Kendisinin başkalarına yaptığı gibi artık kimse selamını almıyor ,değer vermiyor, buyur etmiyordu.