Teknoloji hayatımıza girdikten sonra, dünya işlerinin zaman, kolay ulaşım, az masraf, az emek yönünden devrim yaptığı, hayatımızı kolaylaştırdığı bir gerçek. Çağımızda, eşsiz hizmetler sunan teknolojiyi kullanabiliyor muyuz, teknoloji ile barışık mıyız, yoksa kimimiz burun mu kıvırıyoruz? Bu gün hayatımızın her alanına giren interneti genel olarak ya cep telefonları ile veya bilgisayar yardımıyla kullanıyoruz. Her iki […]
Teknoloji hayatımıza girdikten sonra, dünya işlerinin zaman, kolay ulaşım, az masraf, az emek yönünden devrim yaptığı, hayatımızı kolaylaştırdığı bir gerçek.
Çağımızda, eşsiz hizmetler sunan teknolojiyi kullanabiliyor muyuz, teknoloji ile barışık mıyız, yoksa kimimiz burun mu kıvırıyoruz?
Bu gün hayatımızın her alanına giren interneti genel olarak ya cep telefonları ile veya bilgisayar yardımıyla kullanıyoruz.
Her iki teknolojik aleti kullanmaktan uzak duramayız.
Tabi bunlara ilaveten, bir de bankamatik kullanımı var ki; gencinden yaşlısına kadar geniş bir alanda kullanılmaktadır.
Yaşlılarımızın, köylülerimizin, çiftçilerimizin bankamatiklerden maaş veya para çektiklerini, öğrenci torununa para gönderdiklerini gördüğümüzde; halkımızın teknolojiyi, kolaylığı çabucak kabullendiğini ve sistemi öğrendiğini görünce son derece memnun oluyoruz.
Yine, köylülerimizin, çiftçilerimizin ürünlerini internetten tanıtma ve pazarlama, uzmanlara danışma, bilgi alma, Whatsapp grupları veya zoom gibi ağlar sayesinde haberleşme gerçekleştirmeleri de taktire şayandır.
Hala, kimi devlet kurumlarında teknolojiyi tam kavrayamamış memurların olması üzücü bir durumdur. En azından vatandaşın işiyle ilgili işlemleri bilgisayar yoluyla halledip, gerektiğinde çıktı alıp verebilmelidirler.
Genellikle emekliliği geldiği halde, okuyan evlatları ya da ihtiyaçları nedeniyle çalışmak mecburiyetinde kalanların, konuya yabancı oldukları bir gerçektir. En azından seri olarak halledilmesi, vatandaşa direkt muhatap olunan bölümlerde çalışmaları doğru değildir.
Bunun yerine farklı bir bölümde, bilgilerinden, tecrübelerinden, olgun idareci kimliklerinden faydalanılabilir.
Geçenlerde Kayseri Şehir Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü’nde uzun kuyrukları gördüğümde, eskilere mi döndük diye hayıflandım.
Vezne bölümüne gittiğimde, memurun tahsilat makbuzlarını elle doldurduğunu gördüm. Oysa yan tarafta bilgisayar duruyordu. Arızalı olduğunu düşünerek sorduğumda, arızalı olmadığını öğrendim memurdan.
Hele hele okullarda bu durum daha da vahim bir hal alıyor. Genellikle yaşlı ve tecrübesini almış öğretmenler, idareci olduklarında durum daha zorlaşıyor.
Öğrenciler tabiri caizse, internetle, bilgisayarla adeta dans ediyorlar, zehir gibi kullanıyorlar. Bunların karşısında, idarecisinin durumunu siz düşünün!
Olması gereken: ya genç, pratik, teknolojiye hakim öğretmeleri idareci yapmak veya tecrübeli idarecilerin sekreter ya da yardımcı ile bir arada çalışmasını sağlamaktır.
Elbette ki alınmaya , kırılmaya gerek yok. Tecrübeli idarecilerin artı değerleri çok fazladır. Çağımızın olmaz sa olmazı olan teknoloji kullanımı biraz eksik se , o zaman tecrübe – teknolojiyi işbirliğini geliştirmek, birlikte çalışmak en doğrusu olacaktır.
Bu arada, yaşına göre teknolojiye hakim idarecilerimizin varlığı da bir gerçektir.
Gerçekleri hatırlatmak bir insani görev olsa gerek. Kimseyi kırmak gibi bir amacımızın olmadığı biline!