Günler icat etmişler; analar günü, babalar günü, tüketiciler günü, sevgililer, çiftçiler günü… Elbette bize göre her bir gün, bu günlerden farkı olmamalı. Madem ki bir gün ayarlamışlar; bu da Allah’ın günlerinden bir parça, o halde bugünü en güzel şekilde değerlendiririm. Babamın, anamın çocukluktan itibaren beni nasıl zorluklarla yetiştirdiklerini, kendileri aç kalıp bir parça ekmeklerini bize […]
Günler icat etmişler; analar günü, babalar günü, tüketiciler günü, sevgililer, çiftçiler günü…
Elbette bize göre her bir gün, bu günlerden farkı olmamalı. Madem ki bir gün ayarlamışlar; bu da Allah’ın günlerinden bir parça, o halde bugünü en güzel şekilde değerlendiririm.
Babamın, anamın çocukluktan itibaren beni nasıl zorluklarla yetiştirdiklerini, kendileri aç kalıp bir parça ekmeklerini bize verdiklerini, yamalı elbise giyip okusunlar diye, bize gıcır gıcır giyecekler aldıklarını, anamın şefkatli ve koruyucu bakışlarını, babamın cesaretli, koruyucusu, cesaretlendirici sözlerini, ahlaksız bir şey yaptığımızda akşam verilecek ceza korkusunu hatırlayıp, tefekkür edip,dersler çıkarmak senenin her günü için geçerlidir.
Mademki bir günü de dikkatlere sunmuşlar; ben de her zaman yapageldiklerime ilave şeyler yaparım.
Asıl önemli olan: Bunlara hayatlarında, hele hele son yaşlılık anlarında gerektiği gibi evlatlık yaptık mı, yapıyor muyuz?
Bunlara yapacağımız hürmet ve ilgi ile cennetin kapısını aralayabilecek miyiz?Yoksa Resulullah’ın(sav) bedduasına muhatap mı olacağız mazallah.
Kendisine şükürden sonra, ana babaya da teşekkür edin, onlara şefkat kanatlarını açın, öf bile demeyin buyuran yüce Mevla’mızın emirlerini yerine getirebildik mi/ getirebiliyor muyuz?
Sığınma evlerine, bakım evlerine hapsedip onları ölümü bekleme moduna ve tercihine koyuyor muyuz? Bunlar önemli.
Denenmiş ve tecrübe edilmiştir ki, ana babasına ilgi göstermeyenler, gönüllerini almak yerine gözlerinden yaşlar akıtarak yollarını gözletenler, kalplerini kıranlar; (daha ilerisini yazmıyorum) cezalarını daha bu dünyada çekmeye başlıyorlar.
Sadece vicdanlarının, sürekli suratına haykırdığı, kalbini daralttığı, beynini zonklattığı, pişmanlık ve keşkelerin verdiği azabı yaşamak; kahrolmaktır, en büyük işkencedir.
O halde, sıra size gelmeden, aynı muamelelere maruz kalmadan, zamanında kazanalım, zamanında titreyelim.
Ana baba rızası yerine; beddualarını almasalar bile, Allah’ı kızdırdıkları için bu dünyada işleri asla rast gitmez, rezil- rüsvay olurlar.
Her zaman övündüğümüz, gurur duyduğumuz, Batıya karşı örnek olduğumuz bu konularda; ne yazık ki bizler de o seviyeye doğru gidiyoruz, çok yazık!
Tüm geçmiş ana- babalarımıza Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun.
Hayatta olanlara sağlıklı, huzurlu bir hayat ve hayırlı evlatlar versin. Amiin..