Ticaretin tarihi insanlık kadar eskidir. Bilinen ilk ticaret kayıtlarına Sümerlerle Asurluların Kayseri’deki Kültepe-Kaniş tabletlerinde rastlanmıştır. İslam tarihinde de Hz. Muhammed (sav) gençlik yıllarında bizzat ticaret yapmış panayırlara katılmıştır.Hz.Ömer (ra) döneminde kadınların pazarlara çıkmaları teşvik edilmiştir. İmamı âzam Ebu Hanefi de ilimle meşgul olduğu gibi bizzat ticaret yapmış, kumaş satarak geçimini temin etmiştir. Allah (c.c) alış […]
Ticaretin tarihi insanlık kadar eskidir. Bilinen ilk ticaret kayıtlarına Sümerlerle Asurluların Kayseri’deki Kültepe-Kaniş tabletlerinde rastlanmıştır.
İslam tarihinde de Hz. Muhammed (sav) gençlik yıllarında bizzat ticaret yapmış panayırlara katılmıştır.Hz.Ömer (ra) döneminde kadınların pazarlara çıkmaları teşvik edilmiştir.
İmamı âzam Ebu Hanefi de ilimle meşgul olduğu gibi bizzat ticaret yapmış, kumaş satarak geçimini temin etmiştir. Allah (c.c) alış verişi helal, faizi haram kılmıştır.
Dün olduğu gibi bugünde hâlâ pazarlar önemini korumaya devam ediyor. İsimleri farklı farklı olsa da hepsi ortak amaca hizmet etmekte. Satıcılar kâr amacı güderken tüketiciler temel ihtiyaçlarını karşılamanın, taze ürünler almanın derdindedir. Kimi köyden gelir. Kimi mezradan. Kimi ta Yemen’den
Pazarlar satılan malın türüne göre isimlendirilmiştir. Mesela bir şehrin çarşısında en çok hangi mal hangi ürün satılıyorsa ona göre adlandırılmıştır. Odun satılıyorsa odun pazarı, hayvan satılıyorsa hayvan pazarı, araba satılıyorsa araba pazarı Sebze meyve satılıyorsa sebze pazarı gibi.
Osmanlı’da çarşılara bedesten /kapalı çarşı derlerdi. Semerciden yorgancıya, keçeciden bakırcıya, tatlıcıdan baharatçıya hepsi mevcuttu. Diğer yandan hitap ettiği kesime göre Bit pazarı, köy pazarı, Rus pazarı,Japon pazarı, Mısır çarşısı gibi isimlerle anılan pazarlarımız da vardır bizim.
Aynı şekilde haftanın günleri de Pazarların kurulmasına etki ederdi. Salı pazarı, perşembe pazarı, Cuma pazarı gibi.
Ne yazık ki şehirleşme, pazar hayatımızı da etkilemekte. Eskiden kaldırımlarda, köşe başlarında taze sebze meyve satanlar şimdilerde satamaz olmuş durumda. Sabahın serininde sütçü geldi,sütçü! diye bağıran sütçü dayı sessiz sedasız sütlerini satar olmuş. Diğer yandan hızlıca sayıları artan ve adına AVM denilen koca koca yapılar oluşmuş durumda.
Bu AVM’ler /Alış veriş merkezleri âdeta tekelleşmiş durumda. Büyük balığın küçük balığı yuttuğu gibi küçük esnaf bir bir yutulmakta.
Unutulmaması gereken AVM’lerin kuruluş felsefesini kapitalizmden alıyor olması. Bunlar satışları artırmak için kendilerine özel günler ve haftalar belirler, insanları borçlandırmak için kredi kartları kullandırmaya özendirir çaktırmadan faiz batağına sürükler.
Hâlbuki küçük esnafın ay sonuna kadar defterine yazma, bekleme güzelliği vardı.
Pazara dua ile başlama geleneği Selçuklu’dan Osmanlı’ya ecdattan da bizlere intikal etmiştir.
Genelde Cuma günü kurulması hem adetten hem de toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenmiş olmasındandır.
O gün vatandaş köyünden ilçeye gelir. Alışverişini yapar, ürününü satarmış. Cuma namazını merkezi camide kılarak köyüne dönermiş. Her düzenlemede bir hikmet aramalı insan.
Annem anlatırdı. Eskiden pazara gidenler aldıklarını gizlermiş. Görüpte alamayanlar olur, canı çekenler diye. Maalesef şimdilerde şeffaf poşetler o erdemi de yıkmış durumda.
Kuranı Kerim’de Sünnet de pazar duası diye bilinen bir dua yoktur. Yani farz değildir sünnet değildir.
Ancak Müslümanın hayatı duadan ibaret olduğu için Müstehab denilebilir.
Satış ve siftah yapmayan esnafın dikkatini duaya çekmek için Hamdele salvele ile başlanılır. Duada özellikle aldanmak ve aldatmaktan sakınılması istenilir. Pazara gelen bütün tüccarlara helal rızıklar, bol kazançlar, sağlıklı ömürler dilenir. Arazi ve semavi her türlü afetlerden Allah’a sığınılarak duatamamlanır.
Mümin gönüller bilir ki dua ibadetin özüdür.
Pazarlarda dua yapma geleneği bazı şehirlerde oturmuş durumda. Yöre halkı kabullenmiş olmalı ki memnuniyetlerini ifade ediyorlar. Gerek belediye başkanları olsun gerekse kıymetli müftülerimiz olsun kim bu hayırlı işe vesile olmuşsa kim bu kadim geleneği sürdürme eğilimindeyse onlara teşekkür etmek gerek. Birileri elini açmamış amin dememiş kimse bir şey kaybetmez.
Önemli olan hayatın her alanında olduğu gibi pazar yerlerinde de dinin, duanın mesken tutmasıdır.
Kim de bu güzel âdeti kaldırmaya teşebbüs ederse yazık etmiş olur biline.
Selam ve dua ile…