Ülkemiz ekonomisi bugünlerde olduğu gibi 1994 ve 2001 yıllarında da sıkıntılı bir süreçten geçmişti.Bir başbakanın önüne yazar kasa fırlatılmış,halkımızın alım gücü düşmüş,çarşı pazar hareketlenmiş, zenginler daha da zengin olmuştu. Şimdilerde pek sesi çıkmıyor ama o yıllarda dövizin nabzı İstanbul Tahtakale de atıyordu. Manupile etmek isteyenler olduğu gibi gerçekleri bire bir haber yapan televizyon kanalları da […]
Ülkemiz ekonomisi bugünlerde olduğu gibi 1994 ve 2001 yıllarında da sıkıntılı bir süreçten geçmişti.Bir başbakanın önüne yazar kasa fırlatılmış,halkımızın alım gücü düşmüş,çarşı pazar hareketlenmiş, zenginler daha da zengin olmuştu. Şimdilerde pek sesi çıkmıyor ama o yıllarda dövizin nabzı İstanbul Tahtakale de atıyordu. Manupile etmek isteyenler olduğu gibi gerçekleri bire bir haber yapan televizyon kanalları da vardı.
Öyle ki Ülke gündemini dolar ve döviz kurları belirlemişti.Türk lirası günden güne değerini kaybetmiş vatandaşın TL’ye/Türk lirasına olan güveni azalmıştı.Diyanet isleri başkanımız sayın Mehmet Nuri Yılmaz dönemiydi.Cuma günü camilerde okunmak üzere bir hutbe hazırlanmıştı.Hutbenin konusu, içeriği,özeti: Dolardan vazgeçmek, milli para birimimiz Türk Lirasını kullanmak ve paramıza sahip çıkmaktı.
Adına POST MODERN darbe dedikleri 98 ŞUBAT’ın soğuğu henüz devam ediyordu.Arkasından yaşanılan ve hepimizi derinden üzen 17 Ağustos depremi ve 2001 ekonomik krizi.Hepsi arka arkaya gelmiş, toplumda derin izler,unutulmaz anılara bırakmıştı.
Olan bitenlere şahit olduğumuz bir dönemdi.Duygularımızın kabarıp coştuğu gençlik yıllarımızdı.Henüz yeni memur olmuş,yeni atanmıştım. Bitlis’in Ahlat ilçesinde görev yapıyordum. Nacizane dönemin gerçeklerini,hissiyatımı o yıllarda bir şiirle dile getirmiştim.
KAN AĞLATMAYIN BİZE
Demokrasi kalktı rafa
Ana yasa çiğnendi
Özgür doğan insanların
Kilitlendi dilleri
Ekmek bekler çocuklar
Misafirde çay kahve
Fabrika kapanınca
Baba ne alsın eve
Vatan millet Sakarya
Baktık gördük palavra
İlk kez büyük küçülme
Yaşıyoruz milletçe
TL’yi attık kenara
Sarıldık marka dolara
İtibar gerek dedik
Hutbelerde işledik
Layık değiliz buna
Kan ağlatmayın bize
Hep ileri gitmeliyiz
Sizden sonra gelenle
Ey Aziz’ler affedin
Sürçü lisan ettimse
Belki bir gün susarım
Ellerim kilitlenince
Evet,Kan ağlatmayın bize,hep ileri gitmeliyiz,sizden sonra gelenle demişim.Gerçektende 20 yıldır öğle oldu.Artık ileri yetmez. Daima ileri,hep ileri olur inşallah. Ama reçetede doktorun yazdığı birde acı ilaç (gerçekler) var.Acı da olsa onu kullanmak (söylemek) durumundayız. Bu günlerde yaşadığımız ekonomideki hareketlilik maalesef bana o günleri hatırlatıverdi.
Umudum,temennim reel ekonominin en kısa sürede rayına oturmasıdır.Bu hem yönetenler hem yönetilenler açısından hayati önem arz etmektedir.
Selam ve Dua ile…