İnsanoğlunun bizatihi kendisi yaratılışı ve varoluşu nedeniyle bir mucizedir . Hayvanların çoğunluğu fırtınanın kopacağını insanlardan çok önce hisseder ve korunaklı bir yere gizlenirler . Bir koyun veya sığır sürüsü uzaklarda veya yakınlarda su olduğunu çobandan önce hisseder , hareket ve tavırlarını ona göre değiştirir. Ancak sürüye çobanlık yapan kişi kendine ve kendi bilinçaltı sistemine güvenirse […]
İnsanoğlunun bizatihi kendisi yaratılışı ve varoluşu nedeniyle bir mucizedir .
Hayvanların çoğunluğu fırtınanın kopacağını insanlardan çok önce hisseder ve korunaklı bir yere gizlenirler . Bir koyun veya sığır sürüsü uzaklarda veya yakınlarda su olduğunu çobandan önce hisseder , hareket ve tavırlarını ona göre değiştirir.
Ancak sürüye çobanlık yapan kişi kendine ve kendi bilinçaltı sistemine güvenirse suyun varlığını sürüden önce hissedip , fark edebilir
Farkında mısınız?
Herhangi bir uzvu veya duyusundan birini kaybeden kişilerin , diğer duyu veya duyularının inanılmaz boyutlarda geliştiklerini rahatlıkla görebiliriz . Demek ki bir duyunun yok oluşu bir diğer duyunun gelişmesine neden olabiliyorsa , o zaman tüm duyularımız bir diğerinin kaybına gerek kalmadan aynı sıra dışı gelişmeyi gösterebilirler.
Bu kabiliyet özel konumumuz nedeniyle ortaya çıkmaz , bu nitelik ve özelliklere zaten sahibiz . Bir kısım insanlar , koku alma veya görme yetilerini kaybetmiş birisi , onlarca metre ilerideki en küçük bir çıtırtıyı rahatlıkla duyabilirler.
İnsan mecbur kaldığında böyle şeyleri başarabiliyorsa , biz neden yapmayalım ki !
Dostlarım bu ve benzeri örnekleri rahatlıkla çoğaltabiliriz . Dolayısıyla işin temeline inince anlayacağımız gibi , biz duyu ve yetilerimizi tam anlamıyla kullanmayı beceremiyoruz .
Yapmamız gereken ; beynimiz , zekamız , tüm algı ve algı altı yetilerimizi kullanabilmek ve onlardan yararlanabilmek için kendimizi tanımamız gerektiğinin farkında olmamız gerekmektedir .
Dünyada en zor şey insanın kendini tanıması olsa da , bu uğurda azami çaba göstermemiz gerektiğini bilmenizi isterim