Benim asırlardır derinlere inmiş, geniş alana yayılmış sağlam, diri köklerim var. Gövdesini, dallarını kestiniz diye, bu ağacı ortadan kaldırdığınızı mı sanıyorsunuz? Uzmanlar bu konuyu çok iyi bilirler. Asıl, kök, tohum sağlamsa biraz sulamakla, etrafındaki toprağı kazıp havalandırıp sevgisini de verdikçe yeniden yeşerir, dallanır, kök salar semaya doğru yükselir gider. Yine kuşlara, böceklere, hayvanlara rızık temin […]
Benim asırlardır derinlere inmiş, geniş alana yayılmış sağlam, diri köklerim var.
Gövdesini, dallarını kestiniz diye, bu ağacı ortadan kaldırdığınızı mı sanıyorsunuz?
Uzmanlar bu konuyu çok iyi bilirler. Asıl, kök, tohum sağlamsa biraz sulamakla, etrafındaki toprağı kazıp havalandırıp sevgisini de verdikçe yeniden yeşerir, dallanır, kök salar semaya doğru yükselir gider.
Yine kuşlara, böceklere, hayvanlara rızık temin eder, yuva olur, insanlara gölgelik olur.
Ne zaman ki filizlenmeye, yeşermeye, dal vermeye başlar; işte o zaman esen bir deli rüzgar dallarını kırar, seller kökünü kazır, güneş dalları kurutur, ya da elinde balta ile bir cellatın saldırısına maruz kalır.
Saldırı; ağacın toprak üstündeki bölümü yok olana kadar tekrar tekrar devam eder.
Öyle bir an gelir ki , tüm saldırılara, engellemelere rağmen ağaç filiz verir, dallanır, yaprağa dönüşür, semaya doğru güçlenerek büyür.
Çünkü bu ağaca, bu sefer çok iyi bakan, sulayan, toprağını işleyen, bakımını yapan, sevgisini veren; gerektiğinde canını veren sahipleri var ki, bu yüzden saldırılar daha bir şiddetlenerek artıyor.
Aslında çaresiz, umutsuz bir şekilde, son kozlarını kullanıyorlar.
İlk önce yapmak istedikleri bu ağacı tamamen ortadan kaldırmak oldu. Gövdesini ve dallarını kestiler; ama kökünü ortadan kaldıramadılar.
Bu milletin mayası İslam, değerleri adalet, ahlak ve fazilettir.
Saldırı tamamen bu değerlere yönelik oluyor. Başarısız olunca daha bir saldırgan, agresif ve acımasız oluyorlar.
Aynı zamanda şerefli Türk milletinin değerlerine de savaş açtılar. Kozmopolit bir toplum oluşturmak istiyorlar.
Bu yüzden elde ettikleri makamlar, şan, şöhret, medya organları, sahneler, ekranlar , sosyal medyalar sayesinde müslüman türk.milletine sayısız hakaretler, saldırılar yapıyor, vatan sahiplerini; kanınını, canını bu topraklara vermekten çekinmeyenleri bu vatandan kovmaya çalışıyorlar.
Köksüzler, asırlardır kök salmış bu milleti başka yerlere kovmaya çalışıyorlar. Eskiden olduğu gibi ya susacak köle olacaksınız ya da sizi zorla itaat etmeye mecbur bırakacaklar.
İstediklerini elde edemeyince hocalara, din âlimlerine, diyanete, hatta dindar yöneticilere karşı, hep bir ağızdan taarruz ediyorlar.
Eskiden olduğu gibi, ürkek, sinik, cahil, yönetimden uzak bir milleti bulamayınca karşılarında; adeta çıldırıyorlar; çünkü hocalardan, din âlimlerinden, toplumdan, idarecilerimizden gereken cevabı alıp şiddetli dirençle karşılaşıyorlar.
Mecranıza dönmek zorundasınız, demokratik hakları tanımalısınız, mütedeyyin, dindar bu hakla eşit haklara sahip.olarak yaşamak zorundasınız.
Aksi taktirde bu vatanı terk etmesi gereken birileri varsa; o da sizler olacaksınız!
Karar sizin!