MADDE İN, MANA AUT OLDU Çocuklarımız için iyi bir gelecek, iyi bir iş, iyi bir yaşam, iyi bir ortam hazırlamalıyız! Yaşanılır bir dünya oluşturup ülkemizi de bu ortama hazırlamalıyız. İyi bir okul, eğitim, beslenme, barınma, özgür irade olmalı! Beden onların, hayat onların; hayatı doya doya yaşamalıdırlar! Anne- babaları baskı uygulamamalı, örf ve geleneksel değerlere zorlanmamalı; […]
MADDE İN, MANA AUT OLDU
Çocuklarımız için iyi bir gelecek, iyi bir iş, iyi bir yaşam, iyi bir ortam hazırlamalıyız!
Yaşanılır bir dünya oluşturup ülkemizi de bu ortama hazırlamalıyız.
İyi bir okul, eğitim, beslenme, barınma, özgür irade olmalı!
Beden onların, hayat onların; hayatı doya doya yaşamalıdırlar!
Anne- babaları baskı uygulamamalı, örf ve geleneksel değerlere zorlanmamalı; kendi iradelerini özgürce kullanma yaşına gelene kadar dini eğitim, Kur’an öğretimi verilmemeli…!
Tüm kaygılar iyi beslenme, eğlenme, özgürlük, iyi bir okul ve meslek kazanma adına çekiliyor.
Sadece gençler için değil, tüm toplum için rahat, karnı doyan, huzurlu, güzel imkanları oluşmuş bir yaşam biçimi hedefleniyor.
Madde in, mana aut oldu. Yani madde asıl hedef, mana terk edildi.
Bu yönden hayvanlarla insan arasında belirli bir fark yoktur!
Oysa insanın fiziki ihtiyaçları yanında, manevi ihtiyaçları da vardır ve onsuz hayat, insanlık bir anlam ifade etmez. Madde ve maneviyat birbirlerini tamamlar.
Maneviyat, ruh, insani değerler hep ıskalanıyor. Ruhsuz, maneviyatsız bir toplumun ve bireyin ayakta durması imkansızdır.
Tatile çıkarılmış bir inancın yerine, maddeci materyalist bir inanç sistemi egemen olmuş , tek hedef halini almıştır.
Maneviyatsız materyal huzur getirmez, kaos, bireysel yaşam, ego, bunalım patlaması, bencil bir ortamı hazırlar.
Yine, gündem dışına bilinçli olarak atılan Allah, din, ahiret inancından yoksun bir toplum hayatının devamından bahsedemezsiniz!
Oysa, inançlı bir insan bilir ki; bu dünya bir imtihan yeridir, sonsuz mutluluk ve huzur yoktur, hep rahat yaşayamazsınız, bu eşyanın tabiatına ters bir durumdur.
Bazen hastalık, bazen kaygı, sıkıntı, üzülme, korkma; bazen sevinç, mutluluk, güzel heyecanın bir arada yaşandığı bir dünya hayatı vardır.
Hep maddi ihtiyaçlar, hazlar, sınırsız dünyalık ihtiyaç ve taleplerin karşılanması imkansız ve içi boştur.
Mevlânâ Hazretleri,”dinsiz akıl zehirdir” buyurmuş.
Dedik ya insan , madde ve manaya birlikte sahip olmalıdır. Maddesiz mana, maneviyatsız madde olmaz.
Bu arada, Allah, iman,ahiret bilinci ve yaşam tarzı; maddi sıkıntılardan kaynaklı huzursuzlukların çaresi olacaktır. Tahammül, rıza, tevazu, tevekkül ; bu konuda en güçlü silahlardır.
Genel ve yerel yöneticiler, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, ebeveynler birlik olup bu iki sentezi; yani madde ile maneviyatı eşgüdümlü olarak temin etmek zorundadırlar.
Fiziki imkânlar, güzellikler, rahat ortamlar elbette ki önemlidir; fakat maneviyatsız, ahlaksız, ruhsuz bir toplum sorunlardan, kaostan, anarşiden uzak kalamaz.
Maddeci bir gençlikte vatan, ezan, bayrak, aile, erdemli toplum gibi düşünce ve değerler birliği bulamazsınız.
Derhal bu konuya eğilmek zorundayız. Konu çok acildir. Madde ile beraber maneviyatı da öncüllemek gerekir.
Eğer bir an önce manevî atılım başlatmazsanız, tüm değerlerini yitirmiş, materyalist felsefenin esiri olmuş bir gençlik ve devamında bir topluma hazır olun!
Özellikle idarecilerden, gençlik ve manevi değerler ile ilgili plan, proje ve programlarını da görmek ve duymak istiyoruz.