NEDEN KARA BÖCÜ DERİZ?

 Toplumumuz gerek inancı gereği, gerekse dışkısını yemesi, iğrenç görüntüsü, en önemlisi; tüm mahlukat eşini kıskanıp ölümüne mücadele ederken, bu yaratığın eşini kıskanmaması gibi nedenlerle bu hayvanı sevmez, elini dokunmaz, ismini bile dillerine almazlar.

 Bu yüzden yumuşatılmış bir ifade ile; ya Arapçası olan ” hınzır” ya da “kara böcü” deyimini kullanırız.

 Tv programlarında bu mahlukatın, eşine karşı davranışının benzerliğine şahit olmaktayız. Acaba bunlar azınlıkta, münferit, uç örnekler mi? Diye, bir yandan düşünüp sorgularken; ya da  acaba bu gördüklerimiz aysbergin görünen yüzü mü, yoksa toplumda bu davranışlar yaygınlaşmış mı  diye kaygılanıyoruz.

 Temennimiz, dileğimiz; sadece gördüklerimizle sınırlı kalmasıdır.

 Her önüne gelen, bu toplumda kadının ezildiğini, erkek baskısı olduğunu dillendirir durur.

 Ekranlarda görüyoruz ki;  kadınlar kadar da, zaman zaman erkekler eziliyor.

 Kadınların dişiliği, cazibesi, çekiciliği karşısında erkeklerin epey bir kısmının veremeyeceği taviz, düşmeyeceği rezalet yoktur.

 Evli kadın, bir kaç çocuğu ile eşini terk edip başka erkekle birliktelik yaşıyor. Zamanla ekranlara çıkan eşinin ilk sözü;” ben çocuklarımı istiyorum, çocuklarım için çıktım ” diye göz yaşları döküyor.

 Program ilerledikçe, eşini çok sevdiğini, büyü yaptırdıklarını, eşinin böyle biri olmadığını; hatta tehtidle tutulduğunu zırvalamaya başlıyor.

 Nihayetinde, kaçtığı adamdan gayri meşru çocuğu olsa bile  eşini istediğini ve evine gelmesini; salya sümük ağlayarak, ısrarla istiyor.

Bu davranış biçimi ilkel kabilelerde bile ender görülür.

Diyelim ki, bu kadın geldi; aile devamı hangi beyinle, hangi psikoloji ile devam edecek!

 Ailede yetişecek çocukların eğitimlerinden, sağlıklı ruh yapılarından, sağlam kişiliklerinden  bahsetmek imkansızdır.

Erkeğin zaafiyetini biİlen  kadınlar da istediği iğrençliği, aşağılık davranışı yaparak erkeğin canına okuyor.

 Belki, Allah kimseye vermesin; bir kaç tane çocuğun annesiz yetişmesi, bakımı çok zor olup, ilerde tamiri imkansız yaralar açacağı endişesi ile eşini isteyenleri de  değerlendirmek; çok zor bir düşünce iklimine sokuyor insanı.

 Kaybettiğiniz, elden kaçırdığınız, zamanla ihtiyacınızın olduğunu iyi anladığınız noktadan itibaren, tüm şeref, dinî, insani, onursal yönden tavizler verip alçaldığınızı görmek kahredici bir manzara teşkil ediyor.

 Erkekler kadınları bu aşamaya getirmeden düşünmeli, dikkatli davranmalı! Fırsat elden kaçtıktan sonra, yalvarıp iltifat ettiklerinin az bir kısmını zamanında yapsalardı olaylar bu aşamaya gelmezdi.

 Tv deki bu programlar gözden geçirilmeli, kısıtlanmalı, gerekirse yasaklanmalıdır.

 Devletin bu konuda çok acil önlemler alması, ekmek – su kadar önemli ve gereklidir.

 Toplum en önemli, en can alıcı noktasından vuruldukça çürümekten kurtulamaz!