Bir devri kapatmak uğrunda er meydanında cenk eden bir kahramanla tanıştı bu memleket ve bu mazlum ümmet. Yılların kokuşmuş, çürümüş, kök salmış, düzenini ve ağını kurmuş, bir şekilde yürütülen bir sistemi tanzim etmek, köklerinden kesmek, yeni filizler yeşertmek uğrunda mücadele eden; çok şiddetli direnişlerle, engellemelerle karşılaşan bir cengaver… Zulme uğramış, ezilmiş, dışlanmış, horlanmış bir halkın […]
Bir devri kapatmak uğrunda er meydanında cenk eden bir kahramanla tanıştı bu memleket ve bu mazlum ümmet.
Yılların kokuşmuş, çürümüş, kök salmış, düzenini ve ağını kurmuş, bir şekilde yürütülen bir sistemi tanzim etmek, köklerinden kesmek, yeni filizler yeşertmek uğrunda mücadele eden; çok şiddetli direnişlerle, engellemelerle karşılaşan bir cengaver…
Zulme uğramış, ezilmiş, dışlanmış, horlanmış bir halkın kimliklerini, değerlerini, onurlarını yeniden kazandırmaya çalışmış, bu uğurda da epey mesafe almıştır.
Ülke kalkınması, korunması, gelişmesi , refahı için mücadele etmiş; baskı altında olan manevî haklar ve inananların yaşam biçimi konusunda rahatlama sağlamıştır.
İçte, mücadele yanında, dünya ile de, haklarımız, hukukumuz, sınırlarımız, bağımsızlığımız konusunda canla başla savaşmış, çaba sarf etmiştir.
Tüm bunları bir ibadet aşkıyla yapmış, karşılığını da Allah’tan beklemiştir.
Dünyanın topluca hücum ettiği bir zamanda, içten vurulan prangalar kahrediyor bizleri ve tabiki Sayın Erdoğan’ı.
Muhalefetin, ülkenin iç ve dış sorunları ile alakası olmayıp tamamen Erdoğan’ı devirme amacına yönelik hareket ettikleri ve dış güçlerden bir şekilde maddi ya da manevî destek aldıkları bilinen bir gerçektir. Biden’in, Erdoğan’ı indirmek için muhalefete destek vereceğiz dediği hafızalarda taze olarak duruyor.
Bizi asıl kahreden; ülke ve dünya meselelerinde yalnız mücadele eden, yalnız bırakılan bir liderin yalnızlık durumu.
Kendi dava arkadaşlarından, partisinden, bürokratlardan, teşkilatlarından, yerel yöneticilerden gerekli desteği alamayan; yalnız bir Lider..
Bizzat Cumhurbaşkanı, dava arkadaşları (!) tarafından yalnız bırakıldığı, yeteri kadar destek alamadığı, hatta destek yerine köstek, ayak bağı oldukları konusunu zaman zaman sitemli bir şekilde dillendirmiştir.
Gizli gizli, münafıkça, sinsice çalışanlar olduğu gibi, daha pasif, sinik, sessiz durmayı tercih edip rüzgarın yönüne göre tavır almak için pozisyon alanlar da hayli fazla olup, en tehlikeli kesimi oluşturmaktadırlar.
Beraber yola çıkanlar, ya da sonradan bu yola girip istediğini bulamayanlar arasından, mertçe ayrılanlar ve karşı cephede yer alanlar da vardır ki; bunların kontrolü ve oyunlarına karşı mücadele etmek daha kolay olabilmektedir.
En büyük darbe de yerel yönetim ve teşkilatlardan gelmektedir. Çünkü en önemli görevi bu birimler yapabilirler. Halka bizzat dokunan, dertlerini ilk elden dinleyen, çözüm arayan, halk tarafından sorgulanabilen, hükümet icraatlarını anlatabilen, halkı aydınlatan ileri karakol durumundadırlar. Bu yüzden yerel yönetimleri daha çok sorumlu tutup eleştiriyoruz.
Soru sorulmasını istemeyen, rahatsız olan, telefonlara bakmayan, ya da tesadüf açtıklarında sert tavırlar sergileyen, adamına göre jest be mimik sergileyen yerel idareciler ; bu dava ve bu lider için en önemli ayak bağıdir.
İlk elden, halk tarafından muhatap olarak yakalanan yerel yöneticilere büyük görevler düşmektedir.
Yapmayın, etmeyin, şahsi beklentiler ve yükselme çabaları için halkı unutmayın, gönül alıcılar olun, aranızdaki mevki rekabetini bırakın, silkelenin!
Çünkü ülkemiz çok zor şartlardan geçiyor, sıkıntılı bir an yaşıyoruz, pazara yaklaşılmıyor.
Kısa bir süre sonra her şeyin düzeleceğini, altın çağın yakalanacağını, görüyoruz, hissediyoruz. Bu halka biraz daha dayanma gücü vermeliyiz, onlara yakın olmalıyız.
Mazallah, bu süreyi iyi yönetemezseniz, bu halkın desteğini alamazsınız, beklediğimiz altın çağa kavurmak da hayal olur.
Dava olarak bakacak bir ruhunuz yoksa, ruhunuza uygun davalar seçin!
Bu arada, Liderle beraber hareket eden dava arkadaşları, bürokratlar, yerel yöneticiler elbette vardır ve güzel başarılara imza atıyorlar.
Selam olsun hepsine!
Birlik, beraberlik, kenetlenme, şahsi tartışmalardan uzak bir ruhu yeniden yakalayıp yaşamalıyız.