ÖMER GİBİ HALKIN İÇİNE GİREBİLİYOR MUSUN?

Hz Ömer, halkın arasına gizlice girer, dertleri, sorunları yerinde tespit eder, ilk elden dinler, çözüm bulurdu.
Fatih Sultan Mehmet ve Dördüncü Murat’ın da tebdil-i kıyafetle ( elbise değiştirerek) halkın arasında dolaştığı bilinir.
Yine İmam ı Azam’ın pazarları dolaştığı da rivayet edilir.
En önemli örneği daha başta vermemiz gerekirdi, ama burada bahsedelim. Allah Resulü de pazarları dolaşır, halka bire bir temas ederdi. Bir keresinde pazarda buğday çuvalına elini daldırır, alt tarafın ıslak olduğunu farkeder.
Ya tamamen kurutmasını veya alt üst karıştırmasını söyler.
Devamında” Bizi aldatan bizden değildir ” buyurur.
Günümüzde, bırakın Devlet başkanlarını, hiyerarşik olarak bir iki kademe üstte olan bir görevliye bile ulaşamıyorsunuz!
Onları temsilen bulunanlara anlatacağınız bir sorunun bir sıkıntının, bir talebin; onlar istemezlerse üstlere ulaşması imkansızdır. Hele ilk muhatabın biraz aleyhine gibi düşünüyorsa pek hoşuna gitmeyecektir, ya yumuşatılacak veya sümen altı edilecektir.
Hele siyasette, bu durumun en bariz örnekleri yaşanmaktadır.
Belki de biraz üstekiler, sıkıntıların, taleplerin; daha alt birimlerde bir şekilde halledilmesinden, sönümlendirilmesinden memnun oluyorlar.
Sıkıntılarla yüzleşmek, dertlenmek istemiyorlar.
Halka direkt temas kurma yolları aranmalı, ilk elden en doğru bilgiler edinilmeli.
Aksi taktirde hiyerarşik sistemde gerçeklere erişmek, halkla bütünleşmek mümkün olmayacaktır. Toplumdan kopuş olacaktır.
Toplumdan kopuk olunduğu zaman, gerektiğinde toplum da bağlarını koparmasını biliyor.