ÖNCE AHLAK BOZULDU

Toplumları ayakta tutan, onların birlikte hareket etmesini sağlayan, ortak ülküde buluşmalarına vesile olan değerler vardır. Her toplumun hatta topluluğun hedef birlikteliği, başarıya giden yolun anahtarını barındırmaktadır. “Toplu vurdukça yürekler onu top bile sindiremez” tespiti esasında problemi ve kurtuluş reçetesini sunmaktadır. Medeniyetler inşa eden, dünyanın gidişatına yön veren, zalimin hısımı, zalimin hasmı olan Türk milleti,  temel […]

Yayınlama: 04.09.2023
A+
A-

Toplumları ayakta tutan, onların birlikte hareket etmesini sağlayan, ortak ülküde buluşmalarına vesile olan değerler vardır. Her toplumun hatta topluluğun hedef birlikteliği, başarıya giden yolun anahtarını barındırmaktadır. “Toplu vurdukça yürekler onu top bile sindiremez” tespiti esasında problemi ve kurtuluş reçetesini sunmaktadır.

Medeniyetler inşa eden, dünyanın gidişatına yön veren, zalimin hısımı, zalimin hasmı olan Türk milleti,  temel devlet ahlakı ve millet geleneği oluşturmuş asil bir millettir. Milletimizin düzenini kuran, hayatını şekillendiren resmi yasalar vardır. Fakat kanunlardan önce bin yıllar boyunca Türk milletinin millet olma vasfını ortaya koyan ahlaki, örfi ve manevi değerler vardı.

Özellikle son yıllarda sosyal hayatta karşılaşılan çok önemli problemler,  toplumun yapısını ve genetiğini tehdit eder duruma gelmiştir. Yazılı metinlerde, kanun maddelerinde hangi davranışların suç olduğu ya da olmadığı ayrıntılarıyla birlikte yer almaktadır. Kamu otoritesinin, kolluk güçlerinin, adli makamların tüm uğraşlarına rağmen sosyal problemler artarak devam etmektedir.

İnsanların davranışlarına yön veren bazı yön işaretleri vardır. Bunlar, ayıp ve günah kavramları bir de kanunlar olarak sıralanabilir. Problemlerin bu kadar artmasındaki en büyük neden, günah ve ayıp kavramının değersizleştirilmesi, özgürlük ve bireysellik adına her türlü marjinal düşünce ve davranışın normalleştirmesidir.

Ahlaken Yasak Kabul Edilen Bazı Davranışlar

Bir erkek bir kadına asla şiddet uygulayamazdı, Kadına şiddet uygulayan erkek ayıplanır, acizlikle suçlanır ve toplumsal dışlanmaya maruz bırakılırdı.

Kul hakkı yemek, beytülmal kabul edilen ortak varlıklara zarar vermek çok büyük bir eksiklik ve hata olarak kabul edilir ve bu durumla karşılaşıldığı zaman çok sert tepkiler ortaya konurdu.

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum, anlayışı ile akademik ya da dini eğitim yapan öğretmenlere, din adamlarına, doktorlara hürmet edilir; onların sosyal hayatın içerisinde denge unsuru oldukları kabul edilir, onlara sözlü ve fiziksel şiddet uygulanamazdı. Şiddet uygulayan kişiler sosyal hayattan dışlanır, ayıplanırdı.

Ticaret erbabı siftah yapmayan komşusuna kendi müşterisini gönderirdi. Esnafın kar marjı belliydi ve yüzde 300 kar etme anlayışı yoktu. Esnaf, insanların parası olmasa da veresiye sistemini işletir, sosyal barışı ve huzuru devam ettirme yolunda rol üstlenirdi.

Örgün eğitim başlamadan önce bu milletin eğitimini yaygın eğitim kurumları olarak kabul edilen medreseler, tekkeler, camiler ve kanat önderleri yürütürdü ve bunun için bir maddi bedel de beklemezdi.

Önce Ahlak Bozuldu

Yukarıda bir kısmını saymaya çalıştığımız değerler yazılı bir metne dayanmayan fakat uygulanması konusunda çok ciddi sosyal kontrol unsurları bulunan değerlerdi. Bu değerlerin aşındırılması ve değersizleştirilmesi bireysellik anlayışından ve Batı hayat tarzının dayattığı içi boş özgüven anlayışından kaynaklanmıştır.

Her davranışı kendisine hak gören, ayıp ve günah kavramlarını reddeden hatta bu değerlerle dalga geçen, bu değerleri savunan insanları küçümseyen sözüm ona özgürlük anlayışı ile başladı bozulmalar.

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.