Her konuşan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun gözünün döndüğünü, çıldırdığını, yoldan çıktığını; bu saldırıların Ortadoğu’yu hatta domino etkisiyle dünyayı tehtid ettiğini, büyük bir üçüncü dünya savaşının çıkabileceğini söylüyor.
Böyle bir savaş, hayvanlar da dahil tüm canlıları olumsuz yönde etkileyecek!
Günümüzün, böyle bir savaş şekli çok farklı olacaktır. Balistik füzeler, hipersonik füzeler, daha ileri aşamada nükleer silahlar kullanılabilecek!
Kıtalar arası, kilometrelerce uzaklara atılabilen füzelerle etkili savaşlar olacak ve dünyayı yakacak!
İnsanlık kendi eliyle kendi sonunu hazırlıyor.
Hadi Netanyahu yoldan çıktı, önüne gelen ülkeye saldırıyor; buna desteği, gücü, cesareti verenler de mi şaşırdı?
ABD direkt destek veriyor; hattâ bizzat savaşın içine silahlarıyla giriyor. Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler de her türlü yardımı yapıyorlar.
Çin, Hindistan ve Rusya da sessiz kalmakla bu vahşete destek veriyorlar.
İşin en şaşırtıcı yönü; tüm yatırımlarını, hesaplarını öbür alem için yapması gereken, inanç yönünden böyle bir amacı hedefleyen Müslümanların korkak, sinik, pısırık davranışlarına karşın, dünyevi bakış açısına sahip gayr i müslümlerin cesareti, savaşma isteğidir.
İnanç yönünden zayıflayan müslümanların korkak ve ürkek davranışı asıl üzücü olanıdır.
Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, saldırganların da bir zaaf noktaları vardır elbet.
Başta İsrail ve ABD’nin olağanüstü algılanan gücünün ve korunmasının, o kadar da sağlam olmadığı zaman zaman test ediliyor.
İran’ın, son füze saldırısında bir mit olan (!) İsrail’in demir kubbesi delinmiş, çok sayıda füze İsrail’i vurmuştur.
İran’ın balistik hipersonik füzelerle İsrail’i vurması gurur vermiştir; ama güvenilmeyen bir İran Türkiye için İsrail kadar tehlikelidir. Gelecekte, Türkiye’nin başını çok ağrıtacaktır!
Olaylara dikkatlice, basiretle, ferasetle bakmak, iyi gözlemlemek gerekir.