SUSUZLUK KAPIMIZDA

Su hayattır, susuz hayat olmaz, canlı varlıkların vücutları susuz olamaz ve buna benzer nice su ve suyun önemi ile ilgili deyimler vardır. Ayrıca edebiyatımızda su ile ilgili sayısız ilahiler, türküler, maniler de vardır. İlahi öğretilerde de yüce yaratan insanoğluna “Biz sizi bir damla sudan yarattık” diye vahyediyor. Tarih boyunca insanoğlu suya hasret kalmamak su nimetini […]

Yayınlama: 09.01.2023
A+
A-

Su hayattır, susuz hayat olmaz, canlı varlıkların vücutları susuz olamaz ve buna benzer nice su ve suyun önemi ile ilgili deyimler vardır. Ayrıca edebiyatımızda su ile ilgili sayısız ilahiler, türküler, maniler de vardır. İlahi öğretilerde de yüce yaratan insanoğluna “Biz sizi bir damla sudan yarattık” diye vahyediyor.

Tarih boyunca insanoğlu suya hasret kalmamak su nimetini elde edip korumak için sayısız mücadeleler vermiş, vermeye de devam ediyor. Suyu korumak, muhafaza etmek için de masraftan kaçmayarak kanallar, barajlar, yeraltı barajları dahil sayısız tedbirler almaya devam ediyor.

Suyun kalmadığı günlerde ise hayat bitmekte olup canlılar insanlar suyun olduğu yeryüzü bölgelerine doğru akın akın göç etmek zorunda kalmaktadır. Tarihimizde bahsedilen atalarımızın Orta Asya’dan dünyanın dört bir yanına göç edip dağılmaları da suların çekilmesi sonucu olmuştur.

Orta Asya Türk Edebiyatında geçen Alper Tunga sagusunda geçen

Tanrım nasıl kesildi eriyip çağlayan sular

Ovalar mı delindi, dağlar mı yassılandı

dizeleri susuzluğun ve buna bağlı göçlerin durumunu anlatan önemli bir mesajdır.

Geçmişten bugüne insanoğlunun yerleşim birimlerine baktığımızda (Şehir, köy, kasaba, oba, mezra) hep ya su kenarlarında ya da suya erişimi kolay olan bölgelerde kurulmuş olan yerlerdir. Ayrıca insanoğlu suları emrine alıp yararlanmak için kuyular açıp, kanallar ve barajlar yaparak su ihtiyacını karşılama gayret ve çabası içinde olmuştur.

Son yıllarda sanayinin ve tarımın gelişmesi, kalabalık şehirleşmenin artması suya olan ihtiyacı nüfusun artışına da paralel olarak daha fazla artırmıştır. Artan dünya nüfusu ve su ihtiyacı, suyun daha temkinli ve tasarruflu kullanılma sorumluluğunu da beraberinde getirmiştir.

Ne yazık ki dünyanın su kaynağı sonsuz değildir. Atmosferin insan eliyle kirletilmesi, kutuplardaki buzulların hızla erimesi ve iklim değişikliğiyağışların azalmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla suya olan ihtiyaç artarken yağışsızlıksonucu yeni su kaynakları ve imkanlarının olmaması insanoğlunu susuzlukla karşı karşıya getirmiştir. Bu durumda insanoğlu, hatta tüm canlı varlıkların geleceği için büyük bir tehlikedir.

İnsanoğlu şu an için ne yazık ki gelecekte kendini bekleyen susuz kalma tehlikesine karşı gerekli ve kalıcı tedbirleri alabilmiş değildir. Yani göz göre göre geleceğini karartmaya, ölümüne adım adım yaklaşmaya devam etmektedir. Son yıllarda ülkemizde 50’den fazla gölümüzün kuruması, barajlarımızın boşalması ile su altında kalmış köylerimizin ortaya çıkması, Avrupa nehirlerinin sularının çekilmesi, karlarla kaplı Davos toplantılarının yapıldığı Alp Dağlarına kar yağmaması, bu yıl ocak ayında barajlarımızın doluluk oranının %20’lere düşmesi gelen tehlikelerin boyutlarını anlatmaya sanırım yetiyor.

 Öyleyse ne duruyoruz. Bir yandan nimet veren Allaha kulluğumuzu düzeltmeye, bir yandan millet olarak dualarda buluşmaya diğer yandan da her yolla su nimetini muhafaza edici eğitim yolları ile suyumuzu muhafazayı öğrenmeye başlayalım üstelik hemen şimdi. Allah suyumuzu elimizden almasın, kıymetini bilenlerden eylesin.

Selam ve dua ile

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.