Milli olmayı ve kalmayı ancak aslımıza, köklerimize dönerek sağlayabiliriz. Gelişmek ve uygarlığı takip etmek, elbette şart. Lakin, mazide atalarımızın gayretleri ile kıyas ettiğimizde yeni neslimize düşen, gayretli, cesur, donanımlı, bilgili, ahlaklı ve mazi ile atiye köprü kuran; vatan, bayrak, devlet, ezan ve din ile mücehhez imanlı nesiller yetiştirmek “Kızıl Elma” ülküsü olmalıdır. Her asırda olduğu […]
Milli olmayı ve kalmayı ancak aslımıza, köklerimize dönerek sağlayabiliriz. Gelişmek ve uygarlığı takip etmek, elbette şart. Lakin, mazide atalarımızın gayretleri ile kıyas ettiğimizde yeni neslimize düşen, gayretli, cesur, donanımlı, bilgili, ahlaklı ve mazi ile atiye köprü kuran; vatan, bayrak, devlet, ezan ve din ile mücehhez imanlı nesiller yetiştirmek “Kızıl Elma” ülküsü olmalıdır. Her asırda olduğu gibi yaşadığımız bu asırda da her birimizin üzerimize düşen vazifelerimizi layiki veçhi ile tam yaptığımız zaman tarihe ve vicdanımıza duyduğumuz sorumluluğun gereğini yerine getirmiş oluruz.
Anadolu’ya binlerce yıl önce ayak basan atalarımız, son tahlilde 1071 yılında tarihin akışını değiştirerek büyük Sultan Alparslan’ın Malazgirt zaferi ile bu toprakları torunlarına ebedi yurt yaptı. Yaklaşık bin yıl geçmesine rağmen bunun kıymetini torunları olarak bizler anlayamadık. Anadolu’da bu süreçte irili ufaklı yaklaşık 120 beylik, derebeylik, devlet, imparatorluk kuruldu. Bu devletler, medeniyet köklerimize ait izler, eserler bıraktı. Büyük Türk İslam medeniyeti başta Anadolu olmak üzere üç kıtaya mührünü kazıyarak imzalar attı, şaheserler bıraktı. En önemlisi bu kadim medeniyet Türk İslam tarihini nakış nakış işledi, bu toprakları yurt yaptı, bizlere… Anadolu’da kurulan bin yıl boyunca Türk devletlerinin tamamı Türk İslam devletleridir, bu devletleri kuran genellikle Oğuzlardır. Lakin bu medeniyetler ve 120 devlet nerede? Biz kurduk, tekrar biz yıktık bu devletleri.
Bir taraftan devletler ve medeniyetler kurarken diğer taraftan yıkmışız. Yani “Tarih tekerrür etmiş” olup tarihten ibret alamadığımız anlaşılıyor. Tarihten yeteri kadar ders çıkarmalıyız ve genç devletimizin genç nesline medeniyet değerlerimizi aktarmalıyız. Bunu neslimize talim ve terbiye yolu ile “Kızıl Elma” olarak vermeliyiz.
Doğduğumuz ve doyduğumuz bu kadim Anadolu topraklarına borcumuzu ödemeli, devletimize sahip çıkmalı, medeniyet değerleri olan kültür ve tarihimizi nesillerimize aktarmalıyız. Devleti Ali’nin zirve padişahı Yavuz Sultan Süleyman bu konuyu ne güzel özetlemiş;
“ Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihan’da bir nefes sihhat gibi”.
26 Aralık 2023